Herkesin aylarca belki de yıllarca aramadığı, sormadığı ve görüşmediği fakat ne olursa olsun kalpte yeri değişmeyen bir dostu vardır. Tabi bu da yılların vermiş olduğu sahiplenme, sevme ve güven duygusundan kaynaklıdır. Öyle iki insan ilişkisi doğar ki hiç sorgulamadan başın sıkıştığında gittiğin ilk insan o olur. O da kapılarını sonuna kadar açar sana. Zaman aradaki her şeyi almış ama kalpteki sevgiyi alamamış diyorsunuz kendinizce. Tabi bu sürece gelene kadar yaşanmışlar önemli bir rol oynuyor. Beraber yaşadığınız kötü günler, iyi günler paylaşımlarınız, destekleriniz bunları düşünerek zaman geçse de sevgiden eksilen bir şey olmadığını görüyorsunuz.


Bu duygu genelde çok eski dostlar arasında yaşanıyor. Yıllar geçiyor ve karşılaşıyorsunuz. Birbirinizi çok özlediğinizi fark ediyorsunuz. Ve daha ilk andan sanki hiç ayrı kalmamışsınız gibi sohbete başlıyorsunuz. O anda yaşanılan duygular o kadar iyi geliyor ki insana sanki hiç zaman geçmemiş ve dostunuzla zaman geçirdiğiniz o gülere dönmüş gibi oluyorsunuz. Yaşananlar, hayaller, rüyalar, kâbuslar her şey bir anda masaya yatırılıyor ve konuşuluyor. Yanına bir de demlenmiş bir bardak çay ya da köpüklü kahve. O zaman işte sizden mutlusu olmuyor. Eski dostların önemini zamanla daha iyi anlamaya başlıyoruz. Bu da bizi sık sık eski günlere götürüyor.

Eski dostların yeri her zaman başka oluyor. Zaman ve mekan o aradaki bağı silip atmaya yetmiyor. Tabi önemli olan zamanında o bağı kurabilmek. O bağ da iyi, kötü tüm günlerde yanında olabilmekten geçiyor. Dostlarınızın kıymetini bilin. Bazen hiçbir şeye ihtiyacınız olmaz ama başınızı koyabileceğiniz iki kelam edebileceğiniz bir dosta ihtiyacınız olur. Bu günler ve diğer tüm günler için dostlarımız unutmayalım. Aradaki sevgi ve saygı bağını her zaman güçlü tutalım.