Dünyada ve Türkiye’de futbola baktığımızda deneyimli teknik direktörlerin bir çok takımda görev aldığını görüyoruz. Milli takımların yanı sıra kulüplerin de başına gelen deneyimli isimler önemli bir katkı sunuyor.
Tecrübenin çoğu alanda olduğu gibi futbolda da önemli olduğunu düşünenlerdenim. Hele ki aynı ligde yada Avrupa kupalarında deneyim kazanmış bir isim, takımını her şarta uygun yönlendirebilir. Gelişecek durumlara karşı sadece saha içinde değil saha dışında yanı tesisler de bile plan belirleyebilir. Buraya kadar her şey güzel ancak bu isimlerin kendini her zaman geliştirmesi şartıyla deneyimin olumlu olduğunu düşünüyorum.
Örneğin 30 – 40 yıl farklı takımlarda, liglerde görev yapan, ismi dünya çapında tanınan teknik adamlar var. Geçmişte yakaladıkları başarıları devam ettirenlerin bence en önemli özelliği, tecrübelerini yeni gelişmelerle desteklemeleri. Bu konuda ülkemizde de önemli isimler var elbette. Ama maalesef 10-20 önceki futbol anlayışıyla takımını hazırlayan, maçlara çıkaran ve hedefe ulaşacağını düşünenler de yok değil. Durum böyle olunca hem oynanan futbol tat vermiyor hem de futbol seyircisi izlediği maçlarda takımlarında beklediğini göremiyor. Sonuç olarak başarı genelde gelmiyor.
Aslında tecrübeli isimlerin yanında ülkemizde yeni nesil teknik adamların da varlığı mutlu ediyor. Özellikle yakın dönemde futbolu bırakan yani yaşanan değişimlere ayağında meşin yuvarlak varken de adapte olan isimlerden bahsediyorum. Açıkçası kulübede parladıklarını düşünüyorum. Hele ki kulüplerde yönetim kurulları ve taraftarlar biraz sabır gösterirse çok daha iyi yerlere gelebileceklerine de inanıyorum. Bu açıdan umarım gelecek yıllarda sayıları daha da artar ve artık genç, dinamik ve vizyonu olan isimlerin başında olduğu takımları zevkle takip ederiz. Tecrübeli isimlerin de genç teknik adamlara ekiplerinde yer vermesini bu konuda önemli buluyorum.