Spor Toto Bölgesel Amatör Lig’de ve Süper Amatör Lig’de 2019-2020 sezonunda devre arasına girildi. Geçen hafta Aydın’ın profesyonel liglerde çok daha fazla takımla temsil edilmesi gerektiğini bu doğrultuda da hedeflerin değişmesi gerektiğini vurgulamıştım.
Bu hafta biraz liglerde ikinci yarılarda takımların yaşadığı maddi sıkıntılara, buna bağlı olarak yaşanan sorunlara değinmek istiyorum. Bir kulüp yönetmesem de ya da bu işlerin maddi olarak her hangi bir yerinde bulunmasam da yıllardır gördüğümüz bir gerçek var. O da futbolda yürek, arma aşkı ya da şehir sevgisi olsa da oyuncuların ekmek parası kazandığı gerçeği.
Lige bir gazla başlayan, büyük hedefler koyan, hatta büyük büyük sözlerle primler açıklayan takımların ikinci yarı sezonlarda hüsran yaşadığını ülke futbolunda yıllardır birçok kez gördük. İstisnalar tabi ki vardır ama biz geneli yorumlayalım.
Süper Amatör Lig’de devre arasına girdiğine göre ikinci yarı öncesi ekonomi ile ilgili olabilecek riskleri de değerlendirebiliriz. Öncelikle sezon başında oyuncularla yapılan sözleşmelerde yazan rakamlar kulüplerin sezon içinde ödeyecekleri miktarla tam örtüşmüyor. Çünkü galibiyet primlerini kestirmenin imkanı yok. Takımın üst üste galibiyetler alması tabi ki camiaları mutlu eder ama yönetimleri sevindirse de prim ödemek konusunda düşündürebiliyor. Maddi kaynak bulmak amatör takımlar için ciddi bir sorun.
Ayrıca ilk yarı sonunda takımların sezon sonunda nerede yer alabileceğini az çok kestirmek, transfer çalışmalarını da etkileyecek. Örneğin şampiyonluk hedefine odaklanmış, ilk yarıyı da üst sıralarda tamamlamış takımlar illa ki kadrosunu güçlendirmek için kesenin ağzını açacak. Bu da ek maliyet demek.
Gelelim asıl kritik konuya, ikinci yarıda takımlarda maddi olarak kaynak bulunamazsa, futbolcular buna ‘arma aşkıyla oynarım para önemli değil’ der mi? Ya da kaç futbolcu bunu diyebilir? Futbolcuların birçoğu bu işten para kazanan, evine ekmek götüren insanlar. Üstlerinde her sezon farklı renkler olsa da günün sonunda evlerine gittiklerinden bir tane aileleri var. Hak ettiklerini almaları kadar da doğal bir şey yok.
Şimdi yönetimlerin ikinci yarı için ciddi bir planlama yapması gerektiğini düşünüyorum. Maddi gücü yüksek olan kişileri bir kenara ayırıyorum. Kısıtlı bütçelerle hareket eden takımlarda ikinci yarı ödenmeyen peşinatlar yada galibiyet primleri takımların performansında düşüş yaşama ihtimalini de beraberinde getirir. Hedefe odaklanmış bir takımda huzursuzluk en son istenecek konudur şüphesiz.
Amatör futbola kendi cebinden ciddi bütçeler ayıran yöneticilere bir futbolsever olarak teşekkür ediyorum. Kısıtlı bütçelerle de sahaya çıkan takımlara saygı duyuyorum. Ama şampiyonluğun hayalden ibaret olmaması için maddiyatın öneminin büyük olduğunun da altını çiziyorum.