Güven denilen şey öyle kolay kolay kazanılmıyor. Ancak kazanması ne kadar zor ise güveni kaybetmesi de o kadar kolay bir olgu. En küçük bir tutarsızlıkta güven sarsılmaya ve ardından da yitirilmeye başlanıyor.
Bugünlerde bir araştırma yapılsa, Türkiye’de en az güven duyulan ve güvenilen kurum her halde enflasyon oranlarını açıklayan kurum olsa gerek diye düşünüyor insan. Baksanıza açıklanan enflasyon yüzde onlar civarında geziniyor, ancak devletin harç ve vergilere yaptığı fiyat ayarlamaları, ya da yeniden değerlemelerin oranı yüzde yirmi ikilerde.
Eğer enflasyon yüzde onlar civarında ise ve devletin ilgili kurumu tarafından böyle açıklanıyorsa niye harç ve vergiler yüzde 22,58 oranında yeniden değerlendiriliyor?
Sorunun yanıtını verebileniniz var mı?
Etkili ve yetkili kurumlar bu soruların yanıtını elbette verecektir. Ancak verilen yanıtlar ne derece inandırıcı ve güvenilir olacağı konusunda ise tartışılır olacaktır, tıpkı bugünlerde olduğu gibi.
ASGARİ ÜCRET
Bugün ya da yarın asgari ücretin 2020 yılında ne kadar olacağı ilan edilecek. Bunu yaparken açıklanan enflasyon oranı mı, yoksa devletin harç ve vergilere yaptığı yeniden değerleme oranı mı geçerli olacak göreceğiz. Şurası bir gerçek ki, asgari ücretliye verilecek 2020 yılı zam oranı yüzde 22,58 olmayacaktır.
Yıl içerisinde yapılan zamlar, yaşanan fiyat artışları ile zaten kuşa dönmüş olan asgari ücretin 2020 yılında verilen zam ile birlikte fazlaca bir işe yarayacağı da söylenemez. Açlık ve yoksulluk sınırının altında kalan bir asgari ücretin çalışanların ancak hayatta kalmalarını sağlamaya zar zor yetecek bir ücretten öte geçemeyeceği kanısındayım.
Sonuç itibarı ile 2020 yılında vergi ve harçlara yüzde 22,58 oranında yeniden değerleme yapılacak, otoyollar ve köprüler o oranda zamlanacak ama iş çalışanlar ile emekliye geldiğinde açıklanan ya da hedeflenen enflasyon oranında zam olacaktır. Bu da çalışan kesimin daha da yoksullaşması ve ekonominin biraz daha durağanlaşması anlamına gelecektir.