Aklımda uzun zamandır çok güzel bir iş fikri var. Şöyle butik, kendime ait bir işim olsun istiyorum. Çokta gözüm yok, ailemi geçindirsin yeter. Mutlu olduğum işi yapmak paradan daha büyük mutluluk getirecek bana. Şöyle eşimin dostumun kulağına fısıldadım, hepsi de çok güzel bir iş olduğunu söylediler. Yapabileceğimi, başarabileceğimi ifade ederek bana destek oldular. İş fikrim bir kitap kafe açmak. Ufak bir dükkân olsun, önüne 5-6 masa atayım, sıcak samimi bir ortam oluşsun istiyorum. İçerisini ahşap tasarımla güzelleştirir, belki dış tasarımını Alaçatı’yı anımsatan bir konseptle süslerim. Anlattıkça heyecanım artıyor. Kitap okuyan insanların geldiği, kitaplarını okurken kahvelerini yudumladığı, belki birbirleri ile kitaplarını değişebilecek dostlukların kurulduğu bir yerim olsun istiyorum.
Aldığım eğitimle ufak bir yapılabilirlik araştırması yapmaya karar verdim. İş fikrime çok güvensem de bunun şart olduğunu biliyorum. Arama motoruna “kitap kafe” yazdım. “Bunu mu demek istediniz? Türkiye kitap okuma oranı” diye bir sonuç önerdi. Biraz girip bakayım dedim. Sonuç vahim, kabul edilemez! Raporda Türkiye kitap okuma oranında dünyada 86. Sırada yer alıyor. Kitap, bir Türk vatandaşının ihtiyaç listesinde 235. Sırada yer alıyor. 4 kişilik bir aile iletişim masraflarına (cep telefonu faturalarına) ayda ortalama 173 lira ayırırken kitap için ayırdığı aylık bütçe 50 kuruş bile değil! Şirin kitap kafe hayallerim suya düştü. Kimsenin kitap okumadığı bir ülkede kitap kafe açılır mı?
Bir de işin diğer tarafı var ki insanı girişimcilikten soğutur. İşletmelerin sırtındaki mali yükler. Uzun uzun yazmayacağım, işletmelerin giderleri tahmin edilenden çok daha yüksek. Alın elinize kalem – kâğıdı, hayalinizde bir işletme kurun ve giderlerini yazın. Ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz.
Devletin bir an önce işletmelerin sırtındaki mali yükleri hafifletici önlemler alması şart olmuştur. Küçük esnafın vergisini ve SGK primlerini ödemesi matematiksel olarak imkânsız haldedir. Burada klasik bir deyişle ödeyemez hale gelmiştir demiyorum, matematiksel bir çıkmazdan bahsediyorum. İşletmelerin günlük yapabilecekleri maksimum kar, kenara yedek akçe ayırmayı bırakın, zaruri ödemelerini karşılayamaz duruma gelmiştir. Eskilerin bir deyimi vardı, kimse ortak değilse bile devlet benim kar ortağımdır diye. Durum şu anda daha da vahim bir hal aldı. Mikro ölçekli işletmeler iki seçenek arasında bırakıldı. Ya devletten kaçıracaksın, ya da batacaksın.
Devlet şu günlerde teşvik paketleri ile işletmelerin yükünü hafifletmek için önemli ve yerinde bir adım atmıştır. Benim takip ettiğim kadarı ile bu güne kadar yayınlan teşvik paketlerinin en kapsamlısı olan bu teşviklerin yaralarımızı pansuman ederken, ilgili kurumların kalıcı tedavi yöntemleri için çalışıyor olmalarını temenni ediyorum. Çünkü teşvikler sona erdiğinde yeniden maliyetleri artacak olan işletmelerin tekrar bir çıkmaza gireceği aşikârdır.
Diğer bir taraftan küçük işletmelerimizi de eleştirmeden geçemeyeceğim.
Artık dükkânda eş – dost ile siyaset konuşma, kapı önünde tavla oynama, yan komşu ile sulu şakalar yapma devri kapandı efendiler! Müşteriler sizden yenilik istiyor, temiz ve ferah bir ortam istiyor. Güler yüzlü ve nazik olmanızı istiyor. Sabahtan akşama kadar işin yokluğunda sosyal medya hesaplarınızdan sağa sola yorum yapmayı bırakıp, işinizle ilgili araştırmalar yapmanız şart olmuştur. İşletmenize ait oluşturacağınız sosyal medya hesaplarından yapacağınız günlük reklam paylaşımları size daha çok fayda sağlayacaktır. Silkelenmeniz şart olmuştur, bunun farkına varmanız gerekmektedir. Herkesin her türlü bilgiye kolaylıkla ulaşabildiği günümüzde sizin fiyatlarınızı internet fiyatları ile kıyaslayan müşterinize kızmaya hiç hakkınız yok. Zamanında ürün ya da hizmetini ulaştıramadığımız müşterinizin size sitem etmesini yadırgamayınız.
Kitap kafe açacaktım, nerelere geldim. Sonuç olarak kitap okunmayan bir ülkede kitap kafe tutmaz azizim. İşletme giderlerinin bu denli yüksek olduğu ortamlarda işletme açmak hiç de kolay değil girişimci kardeşim.
Peki hiç mi işletme açmayalım? Bekleyin, haftaya girişimci destekleri ile ilgili özel bir yazı kaleme alacağım. Bu ülkenin gerçek kahramanları girişimcilerdir, desteklenmeleri şarttır.