Kış aylarının gelmesiyle vatandaşın gündemi ısınma oldu. Bu konuda sobadan tutun da elektrikli ısıtıcıya, doğal gaza ya da merkezi ısıtma sistemlerine kadar birçok seçenek bulunuyor. Birçok kişi de bütçesine göre seçeneğini belirliyor. Ancak bütçemize göre ısınma yöntemi belirlerken çoğu kişi tasarrufu yada kaybolan enerjiyi göz ardı ediyor.
Çok fazla teknik bilgim olmasa da bu konunun ekonomik boyutuna değinmek istedim. Evlerde yada ofislerde alınabilecek bir takım önlemlerle tasarruf etmek çok da zor değil. Bunun en başında binamızı dış etkenlerden en iyi şekilde korumak geliyor. Biz binanın içini ne kadar ısıtırsak ısıtalım dış etkenler daha fazla sarfiyata neden oluyor. Bu konuda çeşitli yöntemler günümüzde uygulanıyor. Özellikle mantolama binanın tümü için uygulanacak güzel yöntemler arasında yer alıyor. Bu tabi tüm dairelerin alabileceği bir önlem.
Kendi evimizde bireysel alabileceğimiz birkaç önlemle de tasarruf sağlayabiliriz. Bireysel kullanımlı kaloriferlerde bunun kontrolü çok daha kolay. Çünkü ihtiyacımız kadar açma yada kapatma yapabiliyoruz. Ayrıca kalorifer peteklerinin önünü mutlaka açmalıyız. Açamıyorsak da eşya ile arasında yeterli mesafe bırakmalıyız. Aksi takdirde peteğin sağladığı ısıyı önemli ölçüde kaybediyoruz. Sonrasında da ısınamıyoruz diye dereceyi artırma yoluna gidiyoruz. Yine çift cam uygulaması evlerimizde alabileceğimiz bir diğer önlem. Derece kontrolü ve bunun gibi bir çok önlemle tasarruf sağlayabiliriz. Aynı zamanda israftan da kaçınmış oluruz.