Vatandaşların haber alması için kamu görevi yapan basın mensupları olarak oldukça zor bir görev yapıyoruz. Dışarıdan görüldüğü gibi değil.
Basın olarak genel sıkıntımız maddi olsa da manevi sıkıntılarımız bizleri daha çok üzüyor. Basın İlan Kurumunun destekleri ile korona sürecince maddi olarak birçok kolaylıklar sağlandı. Bu kolaylıkları bizler yeteri kadar değerlendirdik mi? Hayır. Birlik beraberliğin olmadığı yerde kolaylıklar hiçbir işe yaramadı. Yine de Basın İlan Kurumuna sağladığı kolaylıklardan dolayı teşekkür ederim.
Dedim ya maddiyatın yanında manevi zorluklar bizi daha çok kırıyor. Bu manevi kırılmanın sebebi sürekli aynı alanda karşılaşma ihtimaliniz olan insanlardır.
Önceki gün akşam ofisimizin iki arka sokağında olay oldu. Bir kişi bıçaklandı ve olayı duyar duymaz hemen koştum. Çantamı almayı unuttum. Oraya vardığımda ben, bıçaklanan kişi ve üç beş genç vardı. Ardından polis ekipleri geldi. Onların alanına girmeden fotoğraf ve video çekiyorum. Hiç bir engel yapmadan.
Polis arkadaşlardan biri ‘neden çekiyorsunuz hanımefendi’ dedi yüksek sesle.
Yüksek sese takılmadan ‘basın mensubuyum’ dedim.
‘Kartınızı göreyim’ dedi.
‘Ofisten çok hızlı çıktım, çantam yanımda değil. Olay sakinleşsin getiririm ama zaten diğer polis arkadaşlar tanıyor sorabilirsiniz’’ dedim.
‘Ben tanımıyorum ama kartın yoksa çık buradan’’ dedi. ‘Ben burada işimi yapıyorum. Sizde yapın, birbirimize engel olmayalım’’ dedim.
‘Çekmeyin’ dedi gitti. Ve bunlar yüksek sesle yaşandığı için herkes bize bakıyor ve ben bir kadınım. Olay yerinde akrabalarından biri sizin konuşmalarınızdan destek alarak neden çekiyorsun diye üstüme yürüse bunu sorumlusu kim olacaktı?
Ve orada benden sonra gelen en az 3 tane basın mensubu vardı, erkekti ve polis onlara kartını bile sormadı.
Beni tanısa kartımı soracak mıydı?
Diğerlerini tanıdığı için mi kartını sormadı?
Tanıdığı kişilerin gerçekten kartı var mı?
Bizde işimizi gücümüzü bırakıp, Aydın’da çalışın bütün polislerin hepsini tek tek gezip engellenmeyelim diye kendimizi tanıtmaya mı çıkalım?
Aydın İl Emniyet Müdürü Mehmet Suat Ekici’nin göreve başladığı ilk gün basın mensuplarına yardımcı olun demesine rağmen bu saygısız tavrı kınıyorum. Ben basın mensubu olmasam, o saatte orada ne fotoğraf çekerim ne de video. Bizim size sağladığımız kolaylık ve yardımın karşılığını bizlerde sizlerden bekliyoruz. Birbirimizi tanımayabiliriz, tanımak zorunda da değiliz.
Israrla ‘diğer polis arkadaşlara sorun tanıyorlar’ dememe rağmen üstüme gelinmesi doğru değil.
Hiç olamadı ‘işinizi bitirince kartınızı getirebilir misiniz’ denebilir. NAZİK BİR SES TONUYLA.
Evet olaydan dolayı hassasiyetinizi anlıyorum ama benim işim de orada o fotoğrafı videoyu almaktır. Nasıl ki 112 ekiplerine ‘yaralı adama müdahale etme’ diyemiyorsanız bana da çekme diyemezsiniz.
Aydın İl Emniyet Müdürü Mehmet Suat Ekici’den bir isteğim var, polis ekipleri basın mensuplarına yardımcı olursa çok sevinirim.
Ayrıca kimin basın mensubu olduğunu ya da olmadığını net öğrenmek, tanımak isteyen olursa naçizane fikrim, Basın İlan Kurumu’ndan çalışan listesi alınır ve bu liste 2 ayda bir yenilenebilir. Çünkü basın kartı almak için belli bir zaman gerekiyor. Kart sorma derdinden kurtulmuş ve karşılıklı olarak birbirimizi kırmamış oluruz.
Herkesin ortasında bir kadın basın mensubuna bağırıp üzmemiş olursunuz. İki fotoğraf için kimse kimseye basın mensubuyum yalanını söylemeye cesaret edemez.
Olay yerinde polis ekipleri, 112 ekipleri, itfaiye ekipleri ve basın mensupları ortak çalışmak zorundadır. Çünkü halkı bilgilendirmek adına kamu görevi yapıyoruz.
Bu yaşadığımız ilk olay değildi ama son olmasını diliyoruz.