Lunaparkın tadını hatırlar mısınız hani şu çok eski yıllardaki bayramlarda kapılarını çocuklara, kendini çocuk hissedenlere açan eğlence, tadını doyasıya yaşadığımız park.
Aman Allah'ım ne heyecan ne mutluluk yaşatırdı bizlere. Ne de olsa mahallemizdeki parkta bulunan salıncakların çok da ötesindeydi. Kim bilir belki de araba kullanmaya olan heyecanımızı çarpışan arabalar ile yaşardık. Kahkahanın tadına komik aynalar ile varmayanız yoktur şüphesiz. Karşımızda gördüğünüz kendinizin gayet kilo almış hali, çok zayıflamış haliyle apayrı bir sizle tanışırsınız belki de. Tabii ki kahkaha atmamak mümkün değil. Belki de kasnak atmayı tercih edersiniz babanızla. Ne gondol, ne de trene binmek bu kadar mutlu etmemişti sizi. Peki masallarımızda yer alan uçan halı nasıl dersiniz? Bir de gününüz ya da gecenizi gencer şekeri veya pamuk şeker ile taçlandırırsanız. Ne güzel çocuk olmak, çocukluğumuza geri dönmek. Keşke hep bayram olsa dediğinizi duyar gibiyim. Evet keşke hep bayram olsa. Hayatımız hep bu eğlencenin içinde geçse. Uçan balonlarla koşsak mesela. Düşünmesi bile rahatlatmıyor mu içinizi ne dersiniz. Korku tüneli bile apayrı bir kalp çarpıntısı yaşatmamış mıydı size. Adını koyamadığımız birçok duyguyu yaşamıştı lunapark adı verilen o gizemli yer bizlere.