Usta yazar Muzaffer İzgü'yü, gençlik yıllarımda tanımaktan dolayı gururluyum.
O dönem Ada'nın Sesi Gazetesi'nde çalışıyordum ve çalışma ofisimiz adeta yaşayan müze gibiydi.
O aralar, usta yazar ve çizerlerin sık sık uğradığı, imza günlerinin düzenlendiği şahane bir dönem yaşanıyordu.
O günleri yaşamayanlar, şimdiki günlerin ıssızlığını pek de fark edemeyebilirler.
Kendi adıma çok şanslı bir dönemden geçtiğimi düşünüyorum.
Kısa süre içinde, pek çok yazar ile tanıştım.
Bunların içinde Muzaffer İzgü'nün yeri çok ayrı oldu.
Kuşadası'nda yaşıyor olması, bizler için ayrıcalıktı.
Muzaffer İzgü ile söyleşilerimiz oldu, çok tatlı ortamlarda uzun sohbetlerimiz yaşandı.
Geçen gün KUAKMER'de gerçekleşen anma etkinliğinde, yaşanan ortak anılar gözlerimin önünden film şeridi gibi gelip, geçti.
MUZAFFER İZGÜ, DOĞA AŞIĞI BİR YAZAR
Sevgili Muzaffer İzgü'yle yapmış olduğum bir röportaj sırasında, ilk sorduğum soru, "neden Kuşadası'nı tercih ettiği?" şeklinde olmuştu.
"Neden Bodrum ya da Marmaris değil de, Kuşadası?"
Kendisinden, içtenlikli cevaplar almıştım,
Muzaffer İzgü, doğa aşığı bir yazardı.
Kuşadası'na onu çağıran, kekik kokuları ve doğaydı..
Çok sevdiği eşi ve kendisi için, orta yaşlarında solunacak kekik kokuları, yaldızlı bir davetiyeden daha kıymetli idi.
Kekik kokularının çağrısına uyarak geldiği Kuşadası'ndan, giderek bozulan çevre ve kaybedilen bitki örtüsü nedeniyle de uzaklaştı.
Kekik kokuları da, Muzaffer İzgü'nin yazdığı kitaplara yerleşti, nefes açıcı cümlelerde kaldı.
Şimdi rüzgarların getirdiği kekik kokuları ile hatırlarım, Muzaffer İzgü'yü.
Her kitabın kokusu ayrıdır ama Muzaffer İzgü'nün kitapları hep kekik kokar.
GEÇEN GÜNKÜ ETKİNLİK
Geçen gün KUAKMER'de düzenlenen Muzaffer İzgü anma gününde, usta yazarın pek çok özelliğinden söz edildi.
Bir özelliğinin de altını çizmek gerekirse, Muzaffer İzgü sadece edebiyatçı değil aynı zamanda iyi bir doğa severdi.
Kitapları da, bu yüzden nefes açan şifalı bitkiler gibidir.