Geçen gün belediye başkanlarından birinin verdiği yemeğe gittim. Yemek yenmeden önce herkes birbiriyle selamlaştı, merhabalaştı. Belediye başkanının konuşmasına geldi sıra. Tam belediye başkanı konuşurken masalardan birinde oturan 60’lı yaşlarında bir adamın telefonu çaldı. Bir elinde çatal önündeki salatadan şapırdatarak yiyor diğer elinde telefon ağzındaki lokmayla yüksek sesle cevap yetiştirmeye çalışıyordu telefondakine. Durumu fark eden korumalardan birisi bu adamın yanına gelerek adamı uyardı. Beş dakika geçmedi ki adamın telefonu tekrar çaldı. Adam aynı şekilde telefonu açıp yüksek sesle konuşmaya devam etti. Tüm bunlar olurken belediye başkanı konuşmaya devam ediyordu. Bu telefon faslı birkaç sefer daha devam etti. Koruma bir kez daha uyardı adamı. Adam en sonunda sustu.
Şimdi benim aklıma gelen birkaç şeyi sizlerle paylaşmak istiyorum bu adam üzerine. Aklımda canlanan ilk düşünce bir insan nasıl olurda bulunduğu yerin, bulunduğu zamanın, kendi varlığının ve diğer insanların varlığının bu kadar farkında olmadan yaşayabilir? İkinci düşünce ise bu insanın bırakın çocuğu torunları olacak yaşta bir insan olması yani düşünebiliyor musunuz bu insan belki sayısını bilmem kaç çocuk sahibidir. Bu insanın evinde ailesiyle olan iletişimini düşünebiliyor musunuz? Bu insan üç çocuk yapsa ve çocukları da birilerinin dedikleri gibi en az üç çocuk yapsa… Belki içinizden abarttığımı bir olay üzerinden bir kişinin hayatını bu kadar irdeleyemeyeceğimi düşünenleriniz olacaktır. Ben bu tip bir davranışı sergileyen insanın bencilliğinden sakınmayı teklif ediyorum böyle düşünenlere ve umarım haklılardır diyorum. Bir de suçu genelde hep siyasilerde ararız. Bir de dönüp seçmene baktığımızda henüz dinlemeyi, saygı çerçevesinde hareket etmeyi dahi bilmeyenleri var tıpkı bu insan gibi.
Ben yirmili yaşlarında bir genç olarak benden yaşça büyük insanların bu tür hareketlerini gördükçe utanıyorum ve henüz karşısındakini dinlemeyen, dinleyemeyen saygısızca hareketlerde bulunan insanların varlığından endişe duyuyorum.