33 yıllık eğitimciyim, öğretmenim 4 yılı Milli Eğitim’de, 25 yılı özel sektörde olmak üzere dile kolay 33 yıl.
Bu yüzden eğitim konusunda birkaç söz söyleyeme hakkım vardır herhalde.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, bu 33 yılda eğitim sistemi en az 33 kez değişmiştir. Yalnız sınav sistemleri değil, birçok konuda. Mesela yabancı dil konusunda, sınıf geçme konusunda, kredili sistemden 8 yıllık zorunlu eğitimden, 4+4+4 sistemine kadar, katsayılar gibi birçok konuda değişiklikler oldu.
Aynı hükümet yada siyasi iktidarlar bile her bakan değişiminde eğitimde birçok değişiklikler yapıldı.
Peki sonuç ne oldu? İyi yönde mi, kötü yönde mi?
Ben pek iyimser değilim. Çünkü, eğitimle ilgili önemli kararlar ya ideolojik amaçlar için alındı ya da popülist ve ben yaptım oldu mantığıyla alındı.
ANAP iktidarında V.Dinçerler bakan iken idari kadrolar cemaat ve tarikatlar teslim edildi. Bakanların çöpü zaten ya hukukçu ya mühendisti. Eğitimci bakan sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
Zorunlu eğitimin 12 yıl olması bana pek uygun gelmiyor. Yada böyle olmamalı. Mesela Almanya’da 9 yıllık eğitimden sonra öğrencilerin akademik eğitim mi yoksa mesleki eğitim mi alacağı belirleniyor.
Bizde bir öğrenci liseyi bitirip her hangi bir üniversiteye artık kolaylıkla girebiliyor. Ancak üniversitede birçok bölüm bitiren gençler ileride işsiz kalıyor. Çünkü, işsizlik oranı ülkemizde en çok üniversite mezunlarında var. Bu yüzden genç insan kaynaklarımızı çok kötü harcıyoruz. Genç, enerji demek. Genç, dinamizm demek. Maalesef enerjimizi, gücümüzü, yaratıcılığımızı, dinamizmimizi çok kötü harcıyoruz.
Eğitim üzerinde kararlar maalesef eğitimin kalitesini yükseltmek ve bilimsel eğitim yapmak için alınmıyor.
Öğrenci sayısı az olduğu halde her yere İmam-hatip açılıyor. Eğitim, bilimsellik ve çağdaşlıktan uzaklaşıyor ve kalitesizleşiyor.
Okullar arası uçurum giderek artıyor. Mesleki ve teknik eğitim mutlaka geliştirilmeli ve çok sayıda fakülte açmak yerine kaliteli meslek yüksek okulları açılmalı. Beden eğitimi, tarih, güzel sanatlar, felsefe ve coğrafyaya gereken önem verilmeli. Yabancı dil mutlaka öğretilmeli ve hazırlık dönemi yabancı dil eğitimine geri dönülmelidir.
Temel bilimler FKB (Fizik,Kimya,Biyoloji) bölümler birçok üniversitede kapanıyor. Bu bölümler olmadan AR-GE ve bilimsel gelişme olmaz. Teknoloji üretimi ve eğitimine önem verilmelidir.
Milli eğitim şuraları toplanmalı ve kararlar burada hiçbir ideolojik saplantı olmadan alınmalıdır.
LGS’ye girecek tüm öğrencilere başarılar diliyorum.