Bugünlerde ülkemiz için en önemli sorun, hiç kuşku yok ki işsizliktir.
Özellikle üniversite mezunu işsiz çok fazla. Bu ne demek her şeyden önce gençlerin gücünün ve enerjisinin boşa gitmesi demek.
Bu durumun ortaya çıkmasında birçok etken var. Birincisi ihtiyaçtan çok fazla akademik eğitim veren, kalitesi düşük üniversitelerin açılmasıdır.
Günümüz de üniversiteye gidememek gitmekten daha zor. Eskiden üniversiteye okuyanlar parmakla gösterilirken şimdi her yere üniversite açıldığından bir çok üniversite mezunu işsiz kalıyor.
İkincisi, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkması büyük bir hata bence. 8.veya 9.yılın sonunda yapılacak bir değerlendirme sınavı ile kimlerin akademik eğitim yapabileceği tespit edilir. Böylece akademik üniversite eğitimi yapacak olanlar ile meslek eğitimine gidecek olanlar belirlenirse hem üniversitelere daha iyi öğrenciler gider hem de üniversite eğitimi alamayanlara sanayinin ve hizmet sektörünün ihtiyaçları doğrultusunda meslek öğretilir.
Düşünün 7 yaşında okula başlayan bir çocuk 19 yaşında liseyi bitiriyor. Bu yaştan sonra meslek öğrenmesi çok zor. İyi bir üniversiteye ve bölüme giremeyen gençler için tek yol ya nasip diye üniversiteye gitmekten başka bir çare kalmıyor ki bu gençlere iş bulmak da iş beğendirmek de zor oluyor.
Dünyada mesleki eğitimi ilk veren milletiz. Ahi Locaları birer mesleki eğitim kurumlarıdır. Almanya, mesleki eğitimi oluştururken bizi örnek almıştır.
Genç işsizlik çok tehlikeli ve üzücü bir durumdur. 23-24 yaşında üniversite bitiren bir genç, hala anne-babanın eline bakmak zorunda kalıyor. Bu, çok acı ve üzücü bir durum olup, gençlerin bunalıma girmesine intiharların artmasına yol açıyor.
Çözüme gelince ;
Önce insan kaynakları ihtiyacı belirlenmeli ve eğitim buna göre planlanmalıdır.
Üniversitelerin eğitim kalitesi artırılmalı, temel bilimlere önem verilmelidir.
Bu doğrultuda ilk ve orta öğretimde bilimsel ve çağdaş eğitim uygulanmalı, matematik, fizik, kimya, biyoloji, coğrafya, tarih, türkçe ve yabancı dil dersleri artırılmalıdır.
Yabancı dile ayrıca önem verilmeli en az bir dil iyi şekilde öğretilmelidir. Böylece hem dünyayı takip edebilen hem de sürekli gelişebilen dünya vatandaşı nesiller yetiştirilmelidir.
Zorunlu eğitimin mutlaka kısaltılması ve buradan elde edilecek kaynaklar ile eğitimin kalitesi artırılmalıdır. Alanlarında dünya ile yarışabilecek gençler yetiştirilmelidir. Artık kaynakları toprağa gömmek yerine istihdam yaratacak ihraç malları üretmeli ve satmalıyız.
Sadece yol, köprü ve inşaat ile kalkınma olmaz…