Bu dört yana savrulan
Türk
Bu acıyla doğrulan
Türk
Bu adıyla çağrılan
Türk

Her şey inşallah düzelecek umutsuzluk bizim gibi büyük bir millete uymaz. Her doğan güneşle beraber yeni umutlar doğar. Yüce Atatürk bu millete duyduğu güveni hiç kaybetmemişti. Hatta tek inanan o kalmasına rağmen. Biz liyakat ve adaleti, ilim ve fenni, bu topraklarda tekrar diriltme gücüne sahibiz. Böyle olmasaydı 1000 yıldır bu yurdu nasıl elde tutabilirdik. Yeter ki işi bilene verelim. Bilmeyenler, yetersiz olanlara her yerde el çektirelim. Ahbab çavuş ilişkilerinden, zandan kanaatten, Hallederiz kadirlerden uzaklaşalım. Bugünün ve yarının refahını satın alalım. Millet gücü: şeyhe, sihirbaza, astroloğa, hokkabaza, zalimlere vermesin. Hamaseti nutuklara inanmaktan vazgeçelim. Yalanı gerçekle değişmeyelim.

Hamasete, zanna, sihire inanmayalım. Çözümler kolay yolda değildir. Çözüm çalışma ve azimle gelen, gerçekle yoğrulmuş zor zamanlardan geçme ile olur. Hemen geleceği söylenen çözümler yalandır. Bizi gelişmemişlikte ısrara sürükler.

Öpülecek nice mazlum eli var
Bükülecek nice zalim bileği
Vakit tamam
Geç kalmanın korkusuyla

Artık zengin ve refah içinde bir millet olmayı istemek ve bunun yollarını gerçekten bilen entelektüel kadrolara bırakmak ve omuz vermek gerek. Eyvallah

DİĞER YAZILARI