Tükiye’de Mart ayında koronavirüs görülmeye başlandı. İlk ay herkese çok tedirgindi. Hafta sonları ve bazı tatil günlerinde kısıtlamalar yapılarak sokağa çıkılmadı. İşyerleri kapandı. Esnaf iş yapamaz hale geldi. Türkiye ekonomisi zor günler geçirdi.
Kısıtlama nedeniyle evinden çıkamayan vatandaşlara, fırıncılar ekmek dağıttı. Vefa Sosyal Destek Grupları vatandaşların ihtiyacını karşıladı. Her yeri bir sessizlik bürümüştü o günlerde. Belediyeler. cadde ve sokakları yıkamak için seferber oluyordu. Dezenfektan çalışmaları yapılıyordu. Pazarlara girişlerde aşırı tedbirler alınmıştı. 65 yaş üstü, 20 yaş altı vatandaşlar, kronik hastalar uzun bir süre sokağa çıkamadı.
Herkes akşam saatlerinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklayacağı rakamları dört gözle beklerdi. Ramazan Bayramı’nı evde bu millet geçirdi. Ama normalleşmeyle birlikte vatandaşlar o karanlık günleri unutup hiçbir tedbir almadan yaşamını sürdürünce vakalar tekrar patladı. İkinci dalganın çanları şimdiden çalmaya başladı.
Dünkü rakamlara bakarsak bu güne kadar Türkiye’de 6 milyon 521 bin 640 test yapıldı. Bu testlerden 261 bin 194’ü pozitif çıktı ve 6 bin 163 vatandaş hayatını kaybetti. İyileşen hasta sayısı ise 238 bin 795 oldu. Süreci çok iyi yöneten ve bütün Türk vatandaşlarını kendi evladıymış gibi sahiplenen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, her gün vatandaşlara koronavirüsten korunmaları, hijyen, temizli, mesafe kurallarına uymaları, toplu alanlardan uzak durmaları konusunda uyardı.
Ama maalesef bizim vatandaşımız, ilk günlerdeki koronavirüs korkusunu normalleşmeyle birlikte unuttu. Şehirler arası seyahat kısıtlamasının kaldırılması, düğün, sünnet, asker uğurlaması, cenaze gibi toplu organizasyonlarda mesafe, maske kurallarına uymayarak düşen vaka ve ölüm sayılarının artmasına neden oldu. Binin altına kadar düşen günlük vaka sayıları 1500’ün üzerine çıktı ve ölüm sayıları arttı. Bazı illerde şu anda toplu organizasyonlar yasaklanırken kamuda çalışanların çalışma saatlerinde düzenlemeye gidildi. Bu gidişle eski karanlık günlere adım adım döneceğiz. Sokakta maskemizi takmadan, mesafeye dikkat etmeden ve temizliğimize özen göstermeden hayatını sürdürenler, hem ülkenin ekonomisini hem de vatandaşın sağlığını tehdit ediyor. Bu tehditlerin ortadan kaldırılması için kesilen para cezalarının miktarının arttırılması ve yaptırımlarının daha ağırlaştırılması gerekiyor.
Daha sağlıklı, ekonomik, huzurlu ve refah bir Türkiye’de yaşamak istiyorsak, maskemizi takalım, mesafemizi koruyalım ve temizliğimize dikkat edelim.