Sonbahar mevsiminin gelip çatmasıyla birlikte ani hava değişimleri de kendini göstermeye başladı. Tabi bu ani hava değişiklikleri hastalık risklerini de beraberinde getiriyor.
Bir soğuk bir sıcak havaların hakim olduğu ve üst solunum yolu enfeksiyonlarının sıklıkla yaşanmaya başlandığı şu günlerde koronavirüs riski vatandaşların panik olmasına neden oluyor. Her an her yerde koronavirüs kapma riskinin olduğu malum süreçte kronik rahatsızlığı olanlar ve bilhassa yaşı 50’nin üzerinde olup kronik rahatsızlığı olan insanlarımızın dikkatli olmasında fayda var.

Vücudumuz hayati fonksiyonları içeren organların korunması amacıyla değişik adaptasyon mekanizmaları geliştirmiştir. Soğuk havalarda hayati organları (kalp, beyin, karaciğer, akciğer) korumak için, uygun ısı ve yeterli miktarda kanı ilk olarak o organlara göndermeye çalışmaktadır.
Bunu sağlıklı bir şekilde yapabilmek için soğuk havalarda ısıyı koruyucu mekanizmaları devreye sokar.

Bu mekanizmalar, ciltte bulunan ince kılcal kan damarlarını büzerek, kasları çalıştırıp hem ısı kaybını önlemeye hem de fazladan ısı oluşturmaya çalışır. Hayati organlara giden kan miktarını arttırmaya çalışırken ısıyı belli bir seviyede tutar. Kılcal damarlardaki ve kaslardaki bu kasılma aynı zamanda kalbin daha çok çalışmasına, daha çok enerji tüketmesine sebep olur. Bu durum ise kalp krizi oluşmasına neden olabilir. Yani vücudumuz sıcak soğuk dengelerindeki ani değişimlerden etkilenebilir, hayati tehlikeler de doğabilir. Bu yüzden dikkatli olmadı vücut sağlığımız için ısı geçişlerine karşı önlem almalıyız.

Yazımın başında da dile getirdiğim gibi kış ayları yaklaşırken mevsim geçişlerinden kaynaklı soğuk algınlığı vakaları artacak dolayısıyla gerekli durumlarda hastanelere akın edilecek. Bu gibi sıkıntıların yaşanmaması için öncesinde muhakkak önlem almalı normal soğuk algınlığı ve koronavirüs pandemisi karıştırılmamalıdır.