Narsisizm ve ya özseverlik kişinin kendi benliğine karşı duyduğu hayranlık olarak tanımlanır. Sigmund Freud ise narsisizmi dış dünyadan soyutlanan libidonun (cinsel enerjinin) egoya (ben) yönlendirilmesi şeklinde yorumlar.

***
‘Narsist’ kelimesini günlük hayatta ne çok duyuyoruz. Biri patronundan bahsederken narsist işte! diyor bir diğeri sevgilisinin narsist olduğunu düşünüyor. O halde narsisizme biraz daha yakından bakalım mı?

***
Narsisizm aslında içinde dürtüsel bir çocuk barındırır. Yüksek standartlar, onay arayıcılık vardır.

***
Bu kişiler çevreleri tarafından başkalarının düşüncelerine isteklerine ilgi göstermeyen olarak tanımlanır. Bunun yanında kendi istekleri çok mühimdir, istediklerine ulaşamadıklarında çökerler.

***
Her zaman en önde, en gözde ve tek olmak isterler. Empati yetenekleri gelişmemiştir, kendilerini başkalarının yerine koyamaz onları anlayamazlar. Her şeyin onlara hizmet etmesi gerektiğini düşünürler. Eğer plan ve hedeflerine ulaşamazlarsa öfkelerine hakim olamaz, saldırganlaşırlar.

***
Aşk sevgi sürekli bir heyecan ve arayıştır onlar için. Karşı tarafı elde ettikten sonra gerçekten kendisinin sevildiğini anlarsa ondan soğumaya başlarlar. Çünkü derinlerdeki ‘kusurluluk şeması’ aktive olur. Ben eksik ve kusurluyum yine de beni seviyor demek ki o da eksik düşüncesiyle ondan uzaklaşırlar.

***
Yukarıda bahsettiğim onay arayıcılık ise kendini ancak karşı tarafın beğenisini kazanmaya çalışırken aktif ve yaşadığını hissetmesindendir. Karşı taraf onu beğendiğindeyse kalakalır, bocalar. Bu yüzden onun için en ideal sevgili, seviyor gibi ama tam da emin değilim diyebildiği sevgilidir. Emin olması onu hızla ilişkiden kaçırır. Tüm bu sebeplerle ilişkilerini sürdürmekte sorun yaşarlar, aldatmalar, boşanmalar çok görülür. Çünkü çocukluğundan beri bağımlısı olunan ihtiyaç, karşı tarafın tam olarak teslim olmamasıdır. Narsist ile ilişkide kalanların aşırı fedakar olması gerekir ki bu da onlar için ciddi şekilde yıpratıcı olur. Ve sonu çok büyük ihtimalle hüsran olacaktır.

***

DİĞER YAZILARI