Son on gündür yurdun dört bir tarafında yanan ve yakılan ormanlarımız yüreğimizi dağladı. Polis ve istihbaratçılar olayları çözümlerken şu ana noktadan yaklaşır. Bu olaydan fayda sağlayan kim ya da kimlerdir diye. O nedenle terör örgütünün sabotajları ortada. Sadece uyarım bu yanan alanların turizm arazisi dönüştürülmemesi yönünde. O zaman ülkeyi yönetenler büyük vebal alır. Böyle bir şeyin olmayacağına inanarak sinyal veren ve önlem almaz isek büyük maddi ve manevi kayıplar yaşayacağımız afetlere gelelim.
Ülkemizde ve dünyada doğayı o kadar çok tahrip ettik ki, birçok afet geliyorum diyor. Ülkemizi ve şehrimiz bekleyen afetlerden biri kuraklıktır. Kuraklık etkileri uzun yıllar süren ve sürecek bir afettir. Tarımı, su kaynaklarını doğrudan etkileyecek olan kuraklığa karşı acil tedbirler geliştirmeliyiz. Yine deprem kuşağındaki bölgemizi bekleyen büyük depremlerin olma periyodunun yaklaştığı bilim adamlarınca söylenmektedir. O nedenle kentlerimizdeki yıkılma riski olan binaların tespiti ve yenilenmesi hem belediyelerin hem de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görevidir. Aksi takdirde büyük miktarda can kayıpları bizi bekliyor.
Orman yangınlarına karşı alınacak tedbirleri bir an önce almalı ve bunu değişmez bir politika olarak yürürlüğe koymalıyız. Bu tedbirlerden biri yanan bölgelerde ağaçlandırma yaparken dikkat edilmesi gerekenlerdir. Yeniden ağaçlandırılacak yerlere ilk sıra olarak selvi ya da kavak türleri dikilmelidir. Bu sıcak rüzgarların geçişini de keseceği gibi olası yangının yayılma hızını da azaltacaktır. Ormanlarımızı özellikle yaz döneminde dronlar ile devamlı izlemeliyiz.
Sevgili okurlarım; inşallah yangınları bir an önce söndürerek olası zararlarımızı azaltırız.