Değerli okuyucularım; hazan sonbahardır. Hüzündür bir anlamda. Ağaçlar yapraklarını dökmeye başlar, doğayı ve sokakları sararmış yapraklar kaplar. Sonbaharda doğada durum böyle iken, ülkemde ve şehrimde durum nedir? Bugünkü yazı konumuz bu.
Artan enflasyon, durdurulamayan fiyat artışları toplumun her kesimini tedirgin etmektedir. Geliri ile gideri denk gelmeyen insanlar kendilerini çaresiz hissetmekte ve bir bunalım haline girmektedir. Çiftçi; artan tohum, gübre ve mazot fiyatları ile ürününü daha pahalıya mal etmekte, bunun karşılığında ürününü hak ettiği fiyata satamamaktadır. Buna karşın çiftçiden ucuza alınan ürünler raflara ve tezgâha geldiğinde pahalı olmaktadır. Buradan çıkan sonuç şu; mevcut sistemde çiftçi değil aracılar kazanıyor. Aracı emek vermeden fiyatları konsolide etmektedir. Bir diğer kesim özelde çalışan asgari ücretlilerdir. Ülkemizde çalışan nüfusun çoğu asgari ücretlidir. En çok verginin alındığı bu kesim; iğneden ipliğe gelen fiyat artışları karşısında zor durumdadır. Her şeyin yetiştiği Nazilli ve Aydın’da bile meyve fiyatları kilo bazında 8-10 TL ise vay halimize. Birçok insan evine et alamamaktadır. Son aylarda üniversite öğrencilerinin gelmesi ile kiralar çok fazla artmış durumda. Maaşının yarıdan fazlasını kiraya veren bir çalışanın durumu içler acısı haldedir. Dünyada da pandemi sürecinin etkilediği ekonomik krizi lehimize çevirebilmemiz için üretime destek verilmelidir. Üreten çiftçi, sanayiciye ve esnafa kolaylıklar sağlanmalıdır. Pandemi sürecinde başlayan KDV indirimlerinin bu ay sonu bitecek olması yeni fiyat artışlarını da kaçınılmaz olarak getirecektir.
Görüldüğü gibi hüzün kokan hazan mevsimi, toplum üzerinde de başka sebeplerle etkili olmaktadır. Güzel günler görmeyi arzulamaktayız. İnşallah kısa sürede görürüz.