Sevgili okuyucular; yaşadığımız şehir birçok alanda farklılıkları ve güzellikleri olan bir yerde bulunuyor. O nedenle şehir olarak şanslıyız.
Önceliği tarım olan bu kentte; tarım ve jeotermal enerjiyi buluşturmalıyız. Yapılacak olan projelerle organize sera bölgeleri kurmalıyız. Bu seraları sıcak suyla ısıtarak birim alandan üst düzey verim alabiliriz. Tarım ürünleri çeşitliliği fazla olan şehrimizde tarım ürünlerini değerlendirmede sıkıntı çekiyoruz. Örneğin Türkiye üretiminin yarıdan fazlasını karşıladığımız kestaneyi Bursa ilinin işlemesi ve satması üzerinde düşünülüp yorumlanması gereken bir durumdur.
Turizm sektöründe ise yeni projeler ile farklı turizm türlerini de devreye sokabiliriz. Bunlar nelerdir? Yamaç paraşütü, oryantiring, tarihi turizm, jeotermal turizm gibi.
Sanayi; bir şehri kalkındıran en önemli ekonomik sektördür. Şehrimizde sanayi alanları ve tesisleri maalesef yetersizdir. Buharkent’te başkan Mehmet Erol beyin yaptığı gibi büyük fabrikaları bölgemize getirecek ve özendirecek alanlar açmalıyız.
Hayvancılık alanında şehrimiz önemli düzeyde süt üretim potansiyeline sahiptir. Ancak sütü işleyecek birlikler ve kuruluşlar dışarıdan gelmektedir. Bu da sütten elde edilecek kazancı düşürmektedir. Ör-Koop benzeri birlikleri özendirerek bölgenin sütünü peynir, tereyağı gibi ürünlere dönüştürdüğünüzde hayvancılıktan elde edilen gelirler de artacaktır.
Sonuç olarak, şehrin gelişiminde dinamik oluşturacak o kadar çok ekonomik sektör olduğu bir gerçek. Aslolan, bu çeşitliliği doğru kullanacak projeler ve yatırımları hayata geçirebilmektir. Yerel yönetim ile merkezi hükümet tartışmalarını bir kenara bırakarak bu şehir için yapılacakları hızla yapmak halkımıza yapılacak en büyük iyiliktir.