Yıllar geçtikçe insanların birbirine tahammül seviyesi azaldı. Sabır desen hiç yok. Ve her geçen gün daha da azalarak devam ediyor. Nerede yanlış yapıyoruz diye hiç düşündük mü? Artan cinayetler, kavgalar, boşanmalar giderek artıyor. Bunlarda tabi ki bir psikolojik, sosyolojik bir etkisi var. Bunu oturup biraz düşünmek lazım. Zaman geçtikçe yaşanan kötü olaylar artıyor. Doğa felaketleri bir yandan bir de bizlerin birbirinin hayatını zorlaştırıldığı zamanlar oldukça fazla. Nesiller, gün geçtikçe olaylarla beraber onlar da değişiyor. Ama bazı şeyleri değiştirebiliriz.
Neleri nasıl değiştirebiliriz? Gelin bunun üzerine bir değerlendirme yapalım. İlk değişimi kendi üzerimizde yapmaya başlayabiliriz. Önce kendimizin bazı yönlerini törpülemeliyiz. Sinirli, agresif gibi yanlarımızı törpüleyebiliriz. Saygımızı, sevgimizi koruyarak insanlarla iletişime geçerek bir adım atabiliriz değişim için. Sevgiyi her yere aşılamalıyız. Kendimiz başta olmak üzere etrafımıza iyilik, güzellik aşılamalıyız. Gülmek en güzel şey olabilir. Gülmek ayrıca bulaşıcı bir eylem. Etrafımıza pozitif enerji yayıp, gülerek değişime adım atabiliriz.
Sevgiyi aşılamalıyız. Önce kendimize, sonra ailemize. En önemlisi de geleceğin mimarı olan çocuklara sevgiyi aşılamalıyız. Onlar sevgiyle büyümeli ki gelecek sevginin ne demek olduğunu algılayabilsin. Sevgi emek ister, zaman ister, sabır ister ama hiçbir zaman yormaz. Kalbimizi sevgiyle kaplarsak, etrafımız sevgi dolu insanlarla dolup taşar. Böylelikle insanlar daha mutlu bir ortamda yaşamını sürdürebilir. Sevgi ve saygıyı birbirimize aşılayalım.