İnsanlık tarihi M.Ö. 10.000 li yıllara kadar dayanıyor. İlk hesap makinesi ise yine M.Ö. 2.000 lerde Sümerlilerin icadı olan abaküs olarak biliyoruz. Yani tam 8.000 yıl. 1623 yılında ise Wilhelm Schickard 4 işlem yapabilen hesap makinesini geliştirmiş arada 3.700 yıl var. 1623’den 327 yıl sonra 1950 yılında ise Alan Turing tarafından yazılan “Bilgisayar Makineleri ve Zeka” makalesinde “Makineler düşüne bilir mi?” ifadesi kullanıldı. 1950’den 72 sene sonra 2022 yılında ise artık yapay zeka teknolojileri ile birlikte makinaların düşündüklerine şahit oluyoruz.

***
Zaman kıstasları sizin de dikkatinizi çekti mi? 8.000 yıl > 3.700 yıl > 327 yıl > 72 yıl
3.700 yılda sadece 4 işlem hesap makinesi geliştirilirken sadece 72 yılda makine öğrenmesine geçiliyor olması sizce de bu korkunç bir büyüme ve gelişme hızı değil mi?

***
İleride artık bu gelişmeleri yıllarla değil belki de aylarla ifade ediyor olacağız ve zaman kıstası o kadar daralacak ki Vernor Vinge’ın 1993’te tanıtmış olduğu “Teknolojik Tekillik” zamanı (muhtemel görüş 2040-2050 yılları arası) bilgisayar aklının insan aklının önüne geçeceği varsayımı konuşulmaya başlanacak hatta konuşuluyor. Ancak bu öyle bir an ki tüm egemenliğin makinelerde olduğunu her şeyin makinalar tarafından üretildiği ve yine makinalar tarafından da insanlığın sonunun geldiği bir nokta.

***
Şu anda buna ne engel oluyor? İnsan ile makinalar arasındaki en büyük kıstas dil farkı. Örnekleyecek olursak. Ben konuşurken tekillik, çoğulluk, içinde veya dışında, dahil veya değil gibi kavramları biliyorum ayrıca iletişim sırasında duygularımı da içerisine katıp o şekilde konuşuyorum. Bir araba hayal edin günlük konuşmamızda “Arabaya benzin aldım” diyorsunuz. Aslında arabaya benzin aldım dediğinizde arabanın benzin deposuna benzin koyulma eylemini belirtiyorsunuz. Ancak bir bilgisayar arabaya benzin aldım dediğinizde onu arabanın benzin deposunun arabaya dahil olduğunu bilmediği için orada tıkanıyor. Buna benzer birçok somut kavram daha örnek olarak verilebilir. Yapay zeka da tam bu noktada devreye giriyor. Makinalar verileri analiz edip bu varyantları öğreniyor daha sonra aynı sorunla karşılaştığında artık bunu çözmüş oluyor bu süreç “Makine Öğrenmesi”, “Derin Öğrenme” ve “Yapay Zeka” şeklinde ilerliyor.

***
Peki ya duygular, varyantları çözdük artık makinalar hepsini öğrendiğini varsayalım. Duygusal anlamda söylenenle anlatmak istenen çok farklı olabiliyor. Bu yüzden günümüzde hala “Turing Test” (kısaca; dijital ortamda iletişim kurduğumuz kişinin makine mi yoksa insan mı olduğunu anlama testi) başarılı olmuş durumda değil. En fazla 2 dakika sonra karşınızdakinin bir makine mi yoksa insan mı olduğunu anlıyorsunuz. Ancak teknoloji ilerledikçe eğer “Turing Test” de başarılı olursa o zaman ne olacak. Korkunç bir hızla gelişen teknolojinin “Tekillik Zamanı” varsayımı belki de gerçek olacak.

***
Alfa kuşağı, makineler bize hakim olmadan biz onlara nasıl hakim olabilirizi bulacak ve ileriki zamanlarda meslek grupları da makinelere hükmeden kişilerden oluşacak.
Kim bilir belki de ileride makinelerde sevebilir, kızabilir, mutlu olabilir veya aşık olabilir ne dersiniz?

***
Bir sonraki yazımda “Dijitalizasyon” da görüşmek dileğiyle hoşça kalın.

***

DİĞER YAZILARI