Ne yıllardı, seksen darbesinden sonraki yıllar. Her şey daha saf, daha temiz, siyaset dara dürüst, daha bir vatandaşını dinleyen siyasetçilerin olduğu yıllar. Belki sonun başlangıcı o yıllar olarak adlandırılabilir. Bozuluşun temellerinin atıldığı yıllar o yıllar olarak ifade edilebilir. En azından bu günkü kadar kokuşmuşluk, bu günkü kadar milli iradeden söz edim onun tam tersi, milli iradenin taraf olmadığı şeyler yapılmıyordu.
O yılların meşhur bir söylemi vardı. Yazımızın başlığında da ifade ettiğimiz gibi; yol, su, elektrik. Evet bunlar önemli hizmetler olarak görülüyordu. Hala da öyle görülüyor olmalı ki, bizi yönetenler meydanlarda, kürsülerde yapılan duble yollar ve otoyollar ile övünç duyuyorlar.
Vatandaşın vergi vermesini özendirmek, kendini vergi vermeye mecbur kılmak için maliye bakanlığı tarafından televizyonda yayınlanan kamu spotu vardı; meşhur. Hemen her gün birkaç kez yayınlanırdı.
Ödediğiniz vergiler size YOL-SU-ELEKTRİK olarak dönecek.
Döndü mü, dönmedi mi onun kararını sizler vereceksiniz elbet. Ancak ortada bir durum var ki, bugün yapılan yollar hiç de biçim verdiğimiz vergilerin yol olarak geri döndüğünün ifadesi, ya da karşılığı olamaz.
Otoyol yapılıyor. Evet otoyol paralı olmalı, bakım ve onarım hizmetlerinin yaratacağı giderleri karşılayabilmek için otoyollardan ücret alınmalı. Ancak bugün alınan ücretler insana hani bu vergiler yol-su-elektrik olarak geri dönecekti, ne oldu? Sorusunu sormamıza neden oluyor.
İzmir ile İstanbul arasını 3,5 saate indirecek otoyolun açılışı geçtiğimiz günlerde yapıldı. Ve bu yoldan geçecek olan sürücülerin otoyol ücreti, köprü geçiş ücreti toplam 256 lira para ödemesi gerekiyor. Bu da vatandaşın bu yolu kullanmaktan imtina etmesine neden olacak ki, onunla da kalmıyor, ödediğimiz vergiler yol-su-elektrik olarak geri dönmesi gerekirken şirketlerin kasasına gidiyor; verilen geçiş garantisi nedeniyle.
Tam bir vahşi kapitalizmi dönemi yaşıyor Türkiye. Sosyal devlet olgusu unutulmuş, onun yerine yap işlet devret modelleri ve verilen garantiler ile özel sektör için çalışan bir yapı oluşturulmaya çalışılıyor gibi.
Yol, su, elektriği geçtim, sosyal devletimi geri istiyorum deme noktasına geldi. Bu elbet böyle gitmeyecektir.