Türk seçmeni haksızlığa gelemez. Türk seçmeni oyunun bir biçimde gasp edilmesini ise hiç mi hiç gelemez. Bunu son olarak geçtiğimiz Pazar günü gerçekleştirilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde bir kez daha gösterdi.
31 Mart yerel seçimlerinde, tıpkı 7 Haziran seçimlerinden sonra gerçekleştirilen sivil darbeye benzer bir durum yaratılarak kaybedilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını yeniden kazanmayı uman Cumhur İttifakı tam bir hezimete uğradı. Kimilerine göre tam bir Osmanlı tokadıydı seçmenin Cumhur İttifakı’na attığı.
İki buçuk ay önce 27 bin küsur oy farkı ile kaybedilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, 23 Haziranda yapılan tekrar seçimde 806 bin oy farkına ulaşması ve İstanbul’un dokuz ilçesi hariç gerisinde Millet İttifakı’nın adayının ipi önde göğüslemesi Türk seçmeninin haksızlığa ve oyunun gasp edilmesine verdiği tepkinin en güzel örneği oldu.
Seçim geride kaldı. Artık Türkiye’nin diğer meselelerine odaklanmak gerek. Ancak bu seçimden de alınması gereken dersler var. Seçimin şifrelerini doğru okuyup, o şifrelere göre siyaset üretmek gerekiyor. Sakın ola ki muhalefet bu seçimde seçmen bize uyarıda bulunmadı diye düşünmesin. Bu seçim büyük bölümü İktidara yapılan uyarının yanında muhalefete de uyarılarda bulunmuştur.
İstanbul seçmedi bu seçimde Ekrem İmamoğlu’nu 806 bin oy farkı ile Belediye Başkanlığına getirirken şunu da söylemiştir. Biz artık bu ülkede siyasi kavga istemiyoruz. İstanbul özelinde birlikte hizmet üretmeyi öğrenmelisiniz. Ey iktidar, Büyükşehir Belediye Meclisi sizin elinizde olabilir, ama belediye başkanı olarak da İmamoğlu’nu tercih ediyoruz.
Bu Türk siyasal yaşamında bir dönüm noktası olacaktır. Yerel yönetimlerde partizanlığın değil, hizmetin ön plana çıkmasının yolunu açacaktır. Merkezi hükümetin yerel yönetimler ile uyumlu çalışmasının yolunu açacaktır. Sizden, bizden tartışması yerine toplumun yararına ne hizmet var ise birlikte başaralım anlayışının da filizleneceği bir ortam yaratacaktır.
Diyelim ki böyle bir durum oluşmadı. Merkezi Hükümet ve AKP İstanbul Büyükşehir Meclis üyeleri partizanlık yapıp İmamoğlu’nun hareket alanını daraltmaya, hizmet üretemez hale getirmeye çalışması durumunda ise kendi kuyusunu kazmış olacaktır.
(AYDIN SARI / KÖŞE)
İMZA : İmzasız!