Bir yalan üç doğruyu götürür: güven, sadakat, huzur. Ne yazık ki bu giden doğruların yerine yenilerini inşa etmek oldukça güç, hatta imkansızdır. Adeta bir kağıttaki yazıyı sert bir şekilde sildiğimizde kağıdın yırtılması gibi, yalan bu üç doğruyu kökünden silerken ardında büyük hasarlar bırakır. Hepimiz zaman zaman küçük de olsa yalanlar söyleriz. Yalan söylemek insana özgü bir davranış şeklidir ve yapılan araştırmalar insanların yüzde 96’sının bir defaya mahsus da olsa yalan söylediklerini göstermektedir. Söylediğimiz bazı yalanlar “beyaz yalanlar” dediğimiz masum yalanlardır. Örneğin bir arkadaşımızın giydiği kıyafetin ona yakışmasa bile yakıştığını söylemek gibi. Ama bazı yalanlar vardır ki hem söyleyene hem de söylenene ciddi zararlar verir. Peki, yalanı tespit etmek ya da anlamak mümkün müdür? Bunları anlamak bazen çok güç de olsa yalan söyleyen kişi genellikle bazı belirtilerle kendini ele verir.
YALANIN BELİRTİLERİ
Yalanı tespit etmek uzmanlık ve tecrübe gerektirir. Bazı insanlar yalan söylerken fiziksel ve ruhsal belirtiler gösterirler. Fakat bazı insanlar bu belirtileri gizlemekte oldukça ustadırlar ve yeterli tecrübe ve analiz yeteneği olmadan bu kişilerin yalan söylediklerini tespit etmek neredeyse imkansızdır. Yalan söyleyen kişiler genellikle şu belirtileri gösterirler:
• Onlara sorulan soruları tekrarlarlar ve gereksiz yere çok fazla detay verirler. Bunun sebebi kendilerini ele vermemeye çalışmaktır. Konuşma esnasında sessizlik olmamasına dikkat ederler. Çünkü sessizlik olursa karşılarındaki kişinin düşüncelerini toparlamasından endişe duyarlar. Bu sebeple sürekli konuşurlar ve sizin kafanızı karıştırırlar. Gerekenden fazla konuşarak ve bilgi vererek kurgu olan hikayelerindeki boşlukları doldurmaya çalışırlar.
• Az detay verirler ve konuşmaktan kaçınırlar. Bazen de insanlar yalan söylediklerinde konuşmaktan kaçınma davranışı gösterirler. Konuştukça kendilerini ele vereceklerinden korktukları için susmayı ve olabildiğince az bilgi vermeyi tercih ederler. Yüzleşmelerden kaçarlar. Olayların unutulması için sessizliklerini korurlar ve adeta görünmezlermiş gibi davranırlar. Yalan söyleyen insanlar bilinçsiz bir kaçış rotası bulma girişimi ile otururlar. Vücutlarını kapıya doğru döndürür, ayakta olduklarında ise kapıya doğru yaklaşırlar. Bedenleri bilinçsiz bir kaçış hazırlığı içerisindedir, aniden rahat bir pozisyondan tedbirli bir duruşa geçebilirler.
• Sözleri ve beden dilleri uyumsuzluk gösterir. Örneğin kişi üzüntülü bir durumdan bahsederken yüzü gülümser ya da heyecan belirtileri gösterirse yalan söyleme ihtimali yüksektir. Göz temasından olabildiğince kaçınır. Konuşurken gözlerini sizden farklı bir noktaya kaydırır. Konuşurken sık sık gözleri uzaklara doğru bakar. Göz hareketlerindeki değişiklikler, güçlü bir yalan göstergesidir; ancak öncelikle kişinin tipik göz hareketlerini bilmeniz gerekir. Dolayısıyla bu taktik, iyi tanıdığınız ya da en azından düzenli olarak etkileşime geçtiğiniz insanlarda daha kullanışlıdır. Ancak yalanı ele veren göz hareketlerinden birisi oldukça evrenseldir: yalan söyleyen insanlar, genelde kapıya, bilinçsiz kaçış rotalarına doğru bakarlar. Elleri titreyebilir ya da sürekli hareket eder. Saçları ile oynar ya da tırnaklarını ısırırlar. Vücutlarına genel bir huzursuzluk durumu hakimdir. Nefes alışverişlerinde değişiklikler olur. Genellikle hızlı soluklar alıp verirler. Çünkü yalan söylemek, kalp atış hızında ve kan akışında değişiklik yaratır. Hatta bazen vücudun yalan söylemeye ağızdaki mukoza zarlarını kurutarak tepki vermesi ile konuşmakta güçlük çekerler.
• Agresifleşirler. Yalan söyleyen kişiler sohbet esnasında görünür bir sebep olmaksızın agresifleşebilirler. Zaman zaman saldırganlaşır ve size doğru agresif bir şekilde davranabilirler. Bazen de gözlerini kırpmadan aşırı göz temasını koruyarak rahatsız edici bir şekilde dürüst görünmeye çalışırlar.