Yerel seçimler biteli dün bir hafta oldu.
Gerçekten oylar tekrar tekrar mı sayılıyor?
Yoksa kedinin yaptığı gibi pisliklerin üzerimi örtülüyor?
Öyle ya ne demiş atalarımız?
‘’Ateş olmayan yerden duman çıkmaz ‘’
Sosyal medya paylaşımları doğruysa, 17 yıldır bu ülkede yaşayan herkesin hakkı yenmiş.
Aslında 20 bin çalışan varken 80 bin gösterilmiş.
Yani 60 bin kişi her ay hiç çalışmadan kendisine verilen kartla ATM’den gidip şerefsizlik maaşını alıyor demektir.
Eğer gerçekten bu paylaşımlar doğruysa 17 yılın pisliği kolay kolay temizlenmez.
Kimlere avantadan ne kadar ödeme yapıldı, bu ödemeler nasıl gösterildi?
Dahası suyun başında duranlar hayali kimliklerle ceplerini milyonlarla doldurdular mı?
Hayali bir isme kart düzenle, muhasebeye talimat ver, her ay maaş tıkır tıkır hesaba yatsın, git al o parayı, keyfince yaşa, sonra da iki rekat şükür namazı kıl…

17 yıl 204 ay, 6205 gün eder.
Bu hırsızlık planıyla bir kişinin aylık geliri 2 bin lira olsa, yıllık geliri 24 bin lira, 17 yılda 408 bin lira olursa, 60 bin kişinin bu şekilde aldığı paranın miktarını varın siz hesap edin.

Sosyal medyadaki bu paylaşımlar doğruysa İstanbul Belediyesinin can damarlarını yıllardır emen sülüklere ve o sülükleri besleyen baba sülükler kime güvenirler ki?

Ve eğer gerçekten bu paylaşımlar doğruysa bunu yapanlar, yapılmasına göz yumanlar insan mıdır ?
Ve eğer gerçekten bu paylaşımlar doğruysa kırk haramilerle işimiz var demektir.

Yerel seçimler biteli tam bir hafta oldu.
Millet İttifakı’nın partileri CHP ve İYİ parti genel başkanları, üst düzey yöneticileri uzayıp giden bu sayım işlemi hakkında ne düşünüyorlar?
İtirazlara rağmen Ekrem İmamoğlu’nun, Binali Yıldırım’dan hala 17 bin küsur oy önde olmasına karşın, olası bir karşı atağa karşı bir B planları var mı?
Özellikle sessizliğini koruyan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve yönetiminin olası bir karşı atağı başarısız kılacak bir B planı var mı çok merak ediyorum.

Biri çıkar da eskiden olduğu gibi ‘’ATI ALAN ÜSKÜDAR’I GEÇTİ’’ demeyi denemeye kalkarsa, ’’ÜSKÜDAR’I GEÇECEK AT BİZİM ELİMİZDE, KİMSE ONU ALAMAZ’’ diyerek sahaya çıkabilecek mi?

Derler ki, ’’iflas etmiş Yahudi, eski defterleri karıştırır.’’
Eski defterleri karıştırmak, kıyıda köşede, onda, bunda kalmış üç beş kuruş alacak var mı diyerek ayrıntılara girmektir ve işte bu yüzden de ‘’ŞEYTAN AYRINTIDA GİZLİDİR’’ derler.
Bu şeytan her yıl aynı yere gidip kendini bile bile taşlatan şeytana benzemiyor.
Bu şeytanın Tanrısı para.
Paraya tapan her türlü şeytanlığı geliştirir.
Ayrıntı bir tür bataklıktır ve ayrıntıda gizlenen şeytan egemenliğini korumak için hasımlarını ayrıntının, yani bataklığın içine çekerek boğmaya çalışır.
Atalarımız onun için, ’’SİVRİSİNEKLERİ ÖLDÜRMEK YETMEZ, BATAKLIĞI KURUTMAK GEREKİR’’ demişlerdir.