31 Mart-17 Nisan 2019 tarihlerini, ’’SÜLEYMAN DEMİREL GÜNLERİ’’ olarak siyaset tarihimize kaydetsek yerinde olmaz mı?
Bence, her yıl ‘’SÜLEYMAN DEMİREL GÜNLERİ’’nde millet olarak hem Demirel’i anmış hem de kulağımızdaki küpenin farkına bir kez daha varmış oluruz.

Ne demişti Süleyman Demirel?
‘’Mızrak Çuvala sığmaz!’’
Evet, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı MAZBATASI çuvala sığmadı.
Önünde sonunda bükülemeyen bilek öpüldü ve Ekrem İmamoğlu’na verildi.
Daha önceki yazılarımda da anımsattığım gibi uzun yıllar öncesinde Adalet Partisi iktidar iken, İstanbul,Ankara ve İzmir Belediyeleriyle CHP yerelde iktidardaydı.
Şimdi o günlere geldik.

İşte yüzde yüz gerçek olan bir Demirel,esprisi daha.
‘’TENCERENİN DEVİREMEYECEĞİ HÜKÜMET YOKTUR’’

Şimdi sırada mutfaklardaki yangınları söndürmek var.

Ekrem İmamoğlu, İsmail Küçükkaya’nın ‘’Nasıl bir belediye başkanı olacaksınız?’’ sorusunu yanıtlıyor.
‘’İstanbul’da her inançtan, her etnik kökenden, insanlar yaşıyor. Herkes 16 milyonun bir parçası, durum böyle iken ‘’Azınlıklar‘’ diye ayrıştırmayı kabullenmiyorum. O nedenle hiç kimseyi ötekileştirmeden. Herkesi kucaklayarak, herkesin de beni kucaklayacağı, sevgi ve saygıyla birbirimize bağlı olacağımız birliktelikten yanayım.’’

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bu sözleri, olası bir genel seçimde etkisini mutlaka gösterecektir.

‘’HİÇ BİR ŞEY OLMASA BİLE KESİNLİKLE BİR ŞEYLER OLDU. AMA FARK EDEMEDİK’’

Yukarıda okuduğunuz sözler AKP Genel Başkan yardımcısı, avukat Ali İhsan Yavuz’un sözleri.
Dil bilimciler, Türkçe öğretmenleri, lütfen bu sözlerin ne anlama geldiğini ölmüşlerinizin hayrına açıklayıverin.
Ya da bu hukukçuya ilkokul 1.sınıf Türkçe kitabı gönderelim.

Yazımın buraya kadar olan kısmı, bireysel ve toplumsal düşüncelerin eyleme dönüşmesi sonucu olarak görünebilir.
Bir de madalyonunun arka yönü var.

Daha önceki yazılarımda yeri geldiğinde yazmıştım.
‘’DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR.’’
Değişim başladığında karşı koymak bile bile ölüme gitmektir.
Değişim, sebep-sonuç ilişkisinin dışavurumudur.
Sebep-sonuç ilişkisi evrensel bir yasadır.
Yani durgun bir suya atılan taşın çıkardığı halkaların bize dönüşüdür.
Dalgaların gücü, bizim yaşam denizine attığımız ağırlıklarla ölçülür.

Demokrasiyi kullanarak iktidara gelirsin,
Ve yine demokrasiyi kullanarak aklındaki düzeni getirmek için planlar yaparsın.
Bu arada şatafatlı bir yaşamın olabilir; ama geçicidir.
Neden mi?
Demokrasiyi kullanarak, onu yıkıp aklındaki düzeni kurmak için her yola başvurabilirsin; ama göz ardı ettiğin, belki de varlığından bile haberdar olmadığın bir evrensel yasa vardır.
Demokrasiyi yıkarak aklındaki düzeni kurmayı planlarken, demokrasiye inananların gücünün oluşturduğu enerji demokrasiyi korumaya alır.

Ve bu güç senin karşına uzun yıllar elinde tuttuğun Ankara ve İstanbul’u kaybettiğini bu seçimde alamadığın mazbata olarak döner.

Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu.
Nasıl oldu?

Çinli Savaş Sanatı Ustası General Sun Tzu ne demişti?

‘’kendini tanıyor, düşmanını da tanıyorsan yapacağın bütün savaşları kazanırsın. Kendini tanıyor,düşmanını tanımıyorsan, yapacağın savaşların en iyi sonucu yenilmemen olur’’

Ekrem İmamoğlu, kendini ve karşısındaki gücü çok iyi tanıdığı için, oy sandıklarına nasıl sahip çıkılacağını uygulamalı olarak gösterdi.

Seçimler biter bitmez oylara sahip çıktı.
Kendi gibi inanmışlarla gece-gündüz nöbet tuttu.
Islak imzalı belgelerin tamamını edindi.

Ekrem İmamoğlu, Albert Einstein ‘in ‘’GELECEK ŞİMDİKİ ZAMANDA YARATILIR’’ kuralını uyguladı.
İstanbul Belediye Başkanı olmaya karar verdi.
Zihninde yol haritasını yaptı.
Yol arkadaşlarını başaracağına inandırdı.
Ve başardı.