Gazeteci olayların içinde olandır.
Gazeteci, keramet sahibi, sihirbaz, büyücü değil; gemi kaptanı sorumluluğu ve duyarlılığı ile olayların seyrini izleyerek öngörüsünü geliştiren kişidir.
Gemi kaptanı; gemisinden, mürettebatından, yolcularından sorumlu kişidir.
Gazeteci, yaşadığı toplumda, ülkede, olan bitenden, olabilecek her şeyden sorumludur.
Gazeteciliğin ilk basamağı MUHABİRLİKTİR.

Ustamız; Şinasi Nahit Berker’in, “GAZETECİ OLUNMAZ, DOĞULUR” sözü mesleğin YETENEK SINAVIDIR.
Gazeteci için dünya her sabah yeniden kurulur.
Gazeteci için “DÜN” sadece geçmiş bir zaman dilimi değil, gelecekte kullanabileceği “BİLGİ BİRİKİMİDİR”

Eskiden, muhabirin çalışma alanları sırasına göre:
Polis,
Adliye,
Belediye,
Vilayet
Olarak belirlenmişti.
Bu dört basamaktan geçen muhabir ilgi alanlarına göre seçim yapabilirdi.
Örneğin:
Spor,
Siyasi partiler,
İşçi ve işveren sendikaları,
Sivil toplum kuruluşları vs. gibi.

Mesleğe muhabir olarak başlamış, yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmeni olmuş ya da olmamış; mesleğini yapmış kişilere GAZETECİ denir.

Muhabir sözcüğünün kökü, “MUHBİR”dir. Yani ihbar eden, bilgi veren, hatta ispiyon edendir.
Bu tanımlardan İSPİYON edenlerin ortak adı, tetikçi, tehditçi, avantacı, albümcü, koçancıdır.
Onların besleyenler muslukları kapattıklarında sahiplerine saldırmaya başlarlar ve çıkarlarını kim daha iyi tatmin ederse o tarafa dönerler.
Bu dönüşleri bilinçli dönüşlerdir; çünkü kendilerine “gazeteci” süsü vererek neler yapabileceklerini önceden planlamışlardır.
Yaptıklarının gazetecilikle ilgisi olmadığını, aksine mesleğe ihanet olduğunu bilirler, bilirler de kendileriyle yüzleşmek işlerine gelmez.
Bu tip gazeteciler(!) neredeyse yönetici konumunda olanların koruması altındadırlar.

KÖŞEYAZARLIĞI:

Köşe yazarı gazeteci, köşe yazarlığı gazetecilik değildir.
Bu konunun daha anlaşılır olması için kendimi örnek gösteriyorum.
2015 yılı Mayıs ayında Gazete Flaş’ta KOVAN başlıklı köşemde yazmaya başladım.
Sonra Hedef’te.
Bu yazdıklarımın hangisinde MUHABİRLİK var?
Görünürde hiç birisinde yok; ama genel olarak yazılarım incelendiğinde özünde MUHABİRLİĞİN BİLGİ BİRİKİMİ olduğu fark edilecektir.
Köşe yazarlığı yaparken, gazetecilik yapmadım mı?
Yaptım.
Nasıl yaptım?
Gazeteciliğin; okyanuslar kadar sınırlı, evren kadar sınırsız alanı olan RÖPORTAJ yazarlığı yaparak.

Bu satırlarımla kendimi öne çıkarmış oldum; ama bunu yapmaktaki amacım önce genç meslektaşlarıma 54 yılda edindiğim deneyimleri onların anlayabileceği şekilde meslek içi iletileler olarak göndermekti, bunu yaptım.
Köşe yazarlığı konusunda, gazetecilikle ilgilerinin olmamasına karşın, Dr. Metin Aydın ve Av. Akın Yakan’ın, bir muhabir duyarlılığı içinde ve aynı zamanda yaşadığı kente sahip çıkan köşe yazarı sorumluluğu ile JEOTERMAL sorununu irdeledikleri, izledikleri ve her fırsatta ilgileri ve Aydın’da yaşayanları uyarıyor olmaları gazetecilik ve köşe yazarlığı adına gurur vericidir.
Dr. Metin Aydın ve Av. Akın Yakan’ın jeotermal konusunda yazdıkları her yazının özünde hem habercilik hem de uyarıcı köşe yazarlığı sorumluluğu vardır.