Kurban Bayramının yaklaşmasıyla beraber hazırlıklar da yavaş yavaş görülmeye başlandı. Kurban Bayramı bu yıl 31 Temmuz ve 3 Ağustos Pazartesi günleri arasında idrak edilecek. Bu vesileyle Kurban Pazarları kurulmaya bileyicilerde kasaplarda hareketlilik artmaya başladı.
Kurban Bayramı’na yaklaşık iki hafta gibi kısa bir süre kaldı. Vatandaşlar kurbanlık almak için arayış içerisine girdi. Ama bazı kişiler kurbanlık alırken sarf ettikleri sözler beni derinden üzüyor.
Öncelikle kimlerin kurban kesmesi gerektiğini sizler için araştırdık. Kurban kesmek, akıllı, buluğ çağına ermiş, dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve yolcu olmayan Müslüman’ın yerine getirmesi gereken bir ibadettir. Temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 80.18 gr altın veya bunun değerinde para veya eşyaya sahip olan kişi dinen zengindir, dolayısıyla Allah’ın kendisine bahşetmiş olduğu nimetlere şükran ifadesi ve Allah yolunda fedâkarlığın nişanesi olarak kurban kesmesi gerekiyor.
Kurbanlığını alan vatandaşlar, bayramda İslami usullere uygun şekilde kesimi yapıp kurbanı pay edip dağıtmalı. Hz. Peygamber (S.A.S.), kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir.
Ama üzülerek belirtmek isterim ki kurbanlık alacak kişilerden duyduğum ‘şu kadar kilo olsun, şu kadarını dolaba koyar seneyi çıkarırım’ sözleri beni gerçekten üzüyor.
Hepimiz muhakkak böyle bir durumla karşı karşıya gelmişizdir. Kendini tüm ibadetlerini yerine getiren mükemmel bir Müslüman olarak tanımlayan kişilerin gösteriş olsun diye koskoca bir dananın etinden yalnızca bir iki parça paylaştığını, geri kalanını ise stoka kaldırdığını biliyoruz.
Kurban Bayramında kesilen kurbanlıkların etleri derin donduruculara koymak ve bir yıl tüketilmek için kesilmemesi gerekiyor. Öncelikle kesilen kurbanın etleri yoksul ve fakir ailelere dağıtılmalı, ikinci kısmı eve gelen misafirlere ikram edilmeli ve kalan kısmı ise aile bireyleriyle yemeleri tavsiye ediliyor. Vatandaşlarımızın dolapları doldurmak yerine yoksul ve fakir fukaraya dağıtarak onların da sofralarını şenlendirmelerini öneriyorum.
Bu ibadeti gerçekleştirebilecek güçte bir insan olarak bencil ve aç gözlü duygular içerisinde istif yapmak Müslümanlık değil riyakarlıktır. Öncelikle bayram bilincinin kavranması gerekiyor. Sokağa çıktığımızda bile karşımıza birçok ihtiyaç sahibi çıkıyor. Gerçekten yardım etmek isteyen bir birey kimin böyle bir yardıma ihtiyaç duyduğunu ve beklediğini görebilir. Gözlerimizi etrafımıza kapatmadan bayram bilincinin gerçekten kavranmasını diliyor, birlik beraberlik ve bolluk içinde bir Bayram geçmesini temenni ediyorum.