Geçtiğimiz Pazar günü CHP Aydın İl kongresi gerçekleştirildi. Tek adaylı kongre bakıldığında bir şölen havasında geçmişe benziyordu. Milletvekillerinin tamamı kongre salonunda yerlerini aldılar ve birer konuşma yaptılar. Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ve Efeler Belediye Başkanı Fatih Atay’da salonda yerlerini almış ve birir konuşma yapmışlardı. Ayrıca Çerçioğlu ve Atay’ın el ele verdikleri görüntü ise parti tabanında oldukça heyecan uyandırdı. Efeler’in geçmiş dönemde yaşadığı sıkıntıların yaşanmaması adına önemli bir fotoğraf olarak değerlendiriliyordu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, konuşmasının büyük bölümünü Jeotermale ve onun çevreye verdiği zararlara ayırmış, hatta yapılan ölçümleri kongre salonunda tüm kamuoyuna açıklamıştı. Verile öyle gösteriyordu ki, valiliğin açıkladığı verilerden farklı görünüyordu. Özetle Jeotermal Efeler ve çevresinde sınır değerlerin üzerinde ölçümler elde edilmişti. Gerçekten gerekli önlemler alındığında ise çevreye zarar vermediği de yine Çerçioğlu’nun açıkladığı değerler arasında vardı ki, o firmalara Başkan da teşekkür etti ve değerleri yüksek çıkan firmalara gerekli önlemleri almaları çağrısında bulundu.
Kongrenin şölen havasında geçmiş olmasına karın elbette sosyal demokrat bir partide olmaması gereken seçim yöntemi vardı ki, bu güzelliklere gölge düşüren bir nokta oldu. CHP gibi kendisini solda addeden bir partinin il kongresinde tek adayın seçime giriyor olmasının yanında bir de yönetim kurulu üyelerinin çarşaf liste değil de blok liste ile belirlenmiş olması hiç yakışık olmamıştı.
Diyelim ki il başkanlığı için başka bir aday çıkmamıştı, peki yönetim kurulu üyelerini niye çarşaf liste ile seçilmesini sağlamayıp blok liste yöntemini tercih ettiniz ki? CHP delegeleri kendi yöneticilerini belirlemekten yoksunlar mıydı da böyle bir yöntemi tercih ettiniz?
Şölen havasında geçen il kongresinin CHP’ye hayırlı olmasını dilerim. Ali Çankır umarım kongre öncesinde söylediklerini bu ikinci dönemde yaşama geçirebilir ve CHP’yi daha başarılı bir duruma gelmesine katkı koyabilir.
ARTIK CENNET PAZARLANIR OLDU
Diyanet İşleri Bakanı Ali Erbaş, “Bizim Kur’an kurslarımız, kötülüklerden insanları uzaklaştırmanın merkezleridir. Kur’an kurslarında bir tuğlası olana, cennette bir ev verilecek” açıklaması güzelim İslam Dinini ne hale getirdiklerinin göstergesi olsa gerek.
Orta çağda Hıristiyan papazların cennetin anahtarını pazarladıkları gibi, 21. Yüzyılda bizzat Diyanet İşleri Başkanı tarafından kuran kurslarına yapılacak bir tuğla yardımının cennette bir ev verileceğini söylemesi ne hale geldiğimizin göstergesi değil de nedir?
Kuran kurslarında son yıllarda yaşanan taciz olayları hakkında hiçbir söylemde bulunmayan Diyanet İşleri Başkanı, cennetten ev vaadinde bulunması ne garip değil mi?