Türkiye ekonomisi 24 Haziran 2018 seçimlerinden bu yana tam bir ekonomik kriz içerisinde. Kimilerine göre bu dış güçlerin bir oyunu, kimilerine göre on yedi yılın bir birikimi sonunda karanın görünmesi gibi algılanıyor.
Kriz var mı yok mu tartışmasına gerek yok. İktidarın hizmetlere ve vergiler ile cezalara yaptığı yüzde yirminin üzerindeki zamlara bakıldığında krizin var olup olmadığını hemen herkes anlayabiliyor. Enflasyonun geçen yılın sonunda iki haneli rakamlara çıkmasına karşın işçi ve memur ile emeklilere verilen ücret zamları yok denecek bir oranda idi.
Ocak ayından bu yana baktığınızda sürekli zamlar peş peşe geliyor. Hatta haftada bir zam geldiği de oldu. Akaryakıta, tekel ürünlerine ve benzerlerine. Son olarak toplu taşım araçlarına zam geldi yüzde yirmi ila yirmi beş arasında. Döviz dizginlenemiyor, dolaylı vergiler artıyor, vatandaşın geliri ise olduğu yerde sayıyor.
Hani Ocak ayında çalışanlar ile emeklilere verilen yüzde 3 ile 4 arazı ücret zamları daha zamlı ücretler alınmadan vergiler ile geri gitti. Şimdi memurlar ile memur emeklilerinin gelecek yıl alacakları toplu pazarlık masasında görüşüldü, ancak bir anlaşmaya varılamadı. İş hakem heyetine gitti, hakem heyeti de hükümetin verdiği 4+4 zammı uygun gördü. Yani hakem heyeti de ücretliler için çare olmadı.
Tüm bu gelişmelerden sonra önceki gün sosyal medyada Ahmet Gözen abim şöyle yazıyordu.
“Duman olduk millet haberiniz var mı? Nerde CHP, nerde muhalefet, AK PARTİ iktidarı bizi duman etti.
-Mazota 27 krş. Zam
-Benzine 16 krş. Zam
-İçkiye % 25 zam
-Sigaraya % 23 zam
-Elektriğe % 15 zam
-Doğalgaza %20 zam
-Taksi ücretlerine %25 zam
-Minibüs ücretlerine %20 zam
-Servis ücretlerine %13 ZAM
Yandaş AKP medyasına göre
Fiyatlar da değişikliğe gidildi.”
Bu topluma ne iktidardan ne de muhalefetten hayır yok. Hani bir söz vardır “Türkün Türk’ten başka dostu yoktur” diye bu sözü alım ülkemiz insanı için de uyarlayabiliriz
Halkın halktan başka dostu yoktur. İktidarı da, muhalefeti de oyları alana dek. Sezim bittiğinde yorgan gitti kavga bitti olur.