Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tüm arazilerin üretime katılması için “Bitkisel Üretimi Geliştirilmesi” programı başlatmış. Tarım alanlarının üretime geçirilmesi ve tek bir karış toprağın üretim dışı kalmaması için bakanlığı bir takım önlemler alması, teşvikler uygulaması elbette güzel bir hareket.
Programı amacı yazlık ekim yapılabilecek alanlarda ekimin kesintiye uğramaması ve tüm alanların üretime katılması. İşte bu proje kapsamında da 21 ilde üreticilerin tohumlarının yüzde 75’ini hibe edecekleri bakanlık tarafından duyurulmuş.
Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden biri olan ve verimli toprakları ile Türk Tarımına büyük katkılar sağlayan Aydın Ovası, Söke Ovası üreticileri bu teşvik kapsamına alınmışlar mı diye baktık. Bakanlığın projesinden yararlanacak 21 il arasında adeta cımbızla Aydın’ı aradık, ama ne mümkün, her konuda olduğu gibi Aydın bu kez de kapsam dışı bırakılmış.
Peki bakanlığın “Bitkisel üretimi geliştirme” projesi kapsamına hangi iller alınmış?
Adıyaman, Afyonkarahisar, Ağrı, Aksaray, Bingöl, Çanakkale, Erzincan, Erzurum, Kars, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Muş, Nevşehir, Niğde, Samsun, Sivas, Tokat, Uşak, Yozgat.
Görüldüğü gibi Aydın Ovası ve Söke Ovası bu proje kapsamında yok? Neden yok sorusunun yanıtını elbette AKP İl Başkan ve Milletvekilleri vereceklerdi; eğer yerel yönetimle uğraşmaktan vakit bulabilirlerse. Ya da sosyal medyada kim ne yazmış derdini bir kenara bırakabilirlerse tabi ki.
Ancak benim asıl söylemek istediğim; Aydın’ın AKP’li dört milletvekilinden biri çiftçilikten geliyor. Eski Aydın Ziraat Odası Başkanı. Yani Aydınlı çiftçilerin iktidar kanadındaki temsilcisi. İkide bir müjde veren dört vekilimiz bu konuda niye suskun duruyorlar? Niye çıkıp bir şey demiyorlar?
Ya da eski bir AKP İlçe Başkanı’nın sorduğu gibi mi sorsaydık. AKP Milletvekilleri ne iş yapıyor?
HANGİ VATANDAŞIN YANINDA
Yerel gazetelerden birindeki haberde “Devlet vatandaşın yanında” diye bir başlık. Bakıyorum kim bu açıklamayı yapmış diye; elbette ki karşıma Aydın’ın finansmanın içinden gelmiş, finansman konularını çok iyi bilen, bankacılığı da iyi bildiği bir gerçek olan TBMM Kit Komisyonu Başkanı Milletvekili Mustafa Savaş.
Vatandaşın yanında olmak için ne yapılmış? KİT Komisyonu başkanı AKP Aydın Milletvekili Mustafa Savaş’tan dinleyelim bakın neler yapılmış?
"Bakanlıklarımızın, farklı kurum ve kuruluşlarla işbirliğiyle istihdamın devam etmesini sağlamak için, esnaflarımıza, küçük ve orta ölçekli işletmelerimize, ihracatçılarımıza birçok erteleme ve destek düzenlenmesi uygulanmaya başlandı.
Sektör ayrımı gözetmeksizin tüm kurumsal ve ticari firmalara işletme sermayesi desteği için 6 ayı ödemesiz 36 ay vadeli ve yıllık yüzde 7,5 maliyetli kredi imkânı getirildi.
Esnaflarımızın hem Nisan, Mayıs, Haziran ayı ödemelerini faizsiz ötelendi, hem de yüzde 4,5 maliyetli 36 aya kadar vadeli bir kredi paketi hayata geçirildi.
Kısa Çalışma Ödeneği ile faaliyetlerini azaltan ya da durduran işletmelerde çalışan vatandaşlarımıza 3 ay maaş desteği verilecektir."
Milletvekili Savaş’ın bu söyledikleri esnafın ne kadarının ya da ne kadar işine yaradı sorusuna yanıt verebilen var mı?
Bankalar kredi vermemek için dokuz dereden su getiriyor. Hele esnafın sicili bozuk ise bankanın önünden bile geçmesin kredi falan yok. Dükkan kapanmış, gelir yok, destek olarak ifade edilenler ise ödemelerin ötelenmesi, kredi verileceğinin ifade edilmesi. Bunların sahadaki karşılıklarının ne olduğu ise belirsiz..
AKP Aydın Milletvekili Savaş çiftçi konusunda da açıklamalarda bulunmuş. Bu konuda ise Savaş’ın ifadeleri şöyle:
"Tarım Kredi Kooperatiflerinden alınan kredi ödemelerindeki gecikmelerde esneklik tanınarak, gecikmeye giren krediler, takip ve hesaplarına aktarılmadan önce 90 gün yerine, 180 gün beklenmesi kararı alındı.
Borcu olan çiftçilerimizin risk merkezindeki sicilinde mücbir sebep olarak not düşülecektir. Nisan ve Mayıs aylarında vadesi dolacak olan kredilerin anapara ve faiz tutarları 2 ay süreyle faizsiz olarak ertelenecektir.
Çiftçilerimizin düşük faizli yatırım ve işletme kredisi kullanabilmesi için Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden kullanacakları krediler yüzde 25 ile yüzde 100 oranlarında sübvanse edilecektir.
Tarımsal üretimin aksatılmadan yürütülmesi ve gıda arz güvenliğinin sağlanmasında önemli bir görev üstlenen mevsimlik tarım işçilerimize yönelik hijyen ve koruyucu malzemelere erişimi ile nakil ve barınma koşullarının iyileştirilmesi için gerekli tedbirler ilgili kurumlarca alınmaktadır."
Bu konuda da ötelemeden öte bir şey yok. Çiftçinin finansman açığını yine çiftçiyi borçlandırarak gidermeye çalışan bir durum. Oysa çiftçinin nefes alabilmesi için aynı küçük esnafta olduğu gibi borçlanmaya değil, devletin desteğine ihtiyacı vardır. Bu yıl zaten üretimin ne olacağı çok bilinmeyenli bir denklem gibi, bir de çiftçiyi borçlanmanın yolunu açıyoruz. Oysa çiftçinin gereksinimi olan, tohum, gübre, mazot gibi girdilerinin maliyetlerinin düşürülmeliydi.
Sayın Savaş’ın ifade ettiği gibi devlet vatandaşın yanın, vatandaş da devletinin her daim yanında. Ama desteklere bakıldığında insan sormadan da edemiyor .
‘Hangi vatandaşın yanında’…