Ölümün olduğu bu dünyada hiçbir şey için ne yorulmaya ne de üzülmeye değer.. Bir varmış bir yokmuş, her şey ve herkes.. Hani denir ya, ölümden başkası yalan, çok doğru.
Geçirdiği onca rahatsızlığa, yaşadığı onca acıya rağmen hayata karşı hep pozitif kalmayı başarabilen Neslican Tay, yoğun bakımdaki hayat mücadelesini kaybetti. Sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlarının sıcaklığıyla gönüllerde yer edinen Neslican Tay'dan geriye ise umut dolu sözleri ve akıllardan silinmeyecek yaşam enerjisi kaldı.
Onu maalesef 4. kez yakalandığı kanser hastalığı nedeniyle cennete uğurladık. "Belki öleceğim ama savaşarak öleceğim" diyen kocaman yüreği olan gencecik bir kız kardeşimizdi. O kötü hastalıktan dolayı çok güzel bir insanı kansere kurban verdik.. Ama Neslican bu hastalıkla güzel ve anlamlı bir mücadele verdi.. Kanser oldu, sol bacağını kaybetti diye eve kapanmayacaktı ya? O, kanser illetine prim vermeyerek hayatı dolu dolu yaşamayı seçmişti. Çünkü kansere prim vermezse kendisini asla yenemeyeceğini düşünüyordu. İnsanlarla hep iletişim halinde oldu, sosyal medyayı çok güzel kullandı, süreci çok güzel yönetti, hastalığı ile ilgili sevenlerini, merak edenleri hep bilgilendirdi.. Bir bacağı malum hastalıktan dolayı yoktu, bunu kendine sorun etmedi, Utanmadı, fotoğraflar paylaştı, her şeyi kamuoyunun önünde yaşadı.. Ta ki yoğun bakıma girene kadar.. Gencecik daha ömrünün baharında bir güzel insan, hepimize umudu, savaşmayı, pes etmemeyi öğretti aslında.. Çok mesaj dolu kareler bırakıp gitti.. Buraya kadarmış.. Acıları uykuya daldı, bedeni dinlenmeye çekildi.. Çok erken bir ölüm oldu.. Güzel kadın, yattığın yerler cennet bahçesi olsun, ışıksız kalma yıldızlar yağsın üstüne.. Umudunla, mücadelen ve dik duruşunla hiç unutulmayacaksın... Rahat uyu.. Mekanın cennet olsun.