Allah sonumuzu hayretsin. Bir garip kargaşanın içinde yuvarlanıp gidiyoruz. Orman yangınları sonunda sönmeye başladı. Kimi orman çalışanları ve vatandaşlar, kimi gönüllüler çok çalıştığı için belki de yanacak yer kalmadığı için yavaş yavaş küller soğuyor. Tabi bununla birlikte daha ortada sıcak konuşulacak durumlara henüz gelinmedi.
Bunlardan bir tanesi toplanmaya çalışılan yardımlar. Evet biz çok güzel birlik ve beraberlik örneği göstererek yardımları toplamaya çalışıyoruz. Nazilli ve çevresinde çıkan yangınlarda vatandaşlar kendi imkanlarıyla yardım toplamaya çalıştı. Ancak bu ilçede Kent Konseyi adı altında bir konsey mevcut. Kent Konseyi, yönetmelik kapsamında faaliyet tanımının belediyelerin yetki alanı ile kesişmesi nedeniyle birçok belirsizlik hatta sorun yaşanıyor. Giderleri belediye tarafından karşılanan, belediyeye tavsiye kararı alan yani ekonomik bağımsızlığı ve hukuki bir yaptırım gücü olmayan Kent Konseyleri, kurulduğu günden bu yana birçok tartışmaya neden oldu. Kent Konseyi ne işe yarıyor? Hemen açıklayalım; Kent konseyleri YG21 sürecince sahip çıkma, çözümde ortak olma, kentlerin yaşanabilir bir yer olmasını sağlama gibi çalışma ilkelerine sahiptir. Kent konseyinde katılımcılık ile ortak akıl uzlaşmalarına göre işler yürütülmektedir. Kent Konseylerinin görevlerine gelirsek; Yerel olarak demokratik katılımların daha yaygın olması, hemşerilik bilincinin geliştirilmesi, çok kişili yönetim anlayışının benimsenmesini sağlamaktadır. Sivil toplumların gelişmesi sağlanmaktadır. Engelli, kadın, çocuk ve gençlerin toplumsal hayatta etkilerini artırmak için çalışmalar yapmaktadır. Kent kaynaklarının iyi bir şekilde kullanılmasını sağlamak. Nazilli ve çevresinde olan yangınlarda Kent Konseyi neredeydi? Çok merak ediyorum vardınız da biz mi görmedik? Bizim neden böyle durumlarda sosyal medya toplulukları, vatandaşlar ya da gazeteci arkadaşlarımız sadece taşın altına elini koydu. Bir yardım toplama alanı yapılıp, tek bir yerden ihtiyaçları toplamak neden bu kadar zor ki? O kadar çok şey var ki konuşulacak yazıya nereden başlasam elimde kalacak gibi. Yangın yerine haddinden fazla ayran gidiyor ayranlar bozuluyor. Neyi ne kadar götüreceğimizi bile bilmiyoruz.
Durum aslında karışık değil. Sadece kimin nerde ne zaman ne yapacağı ile ilgili hiçbir düzen yok. Yangın, sel, deprem gibi afetlerde yardımların toplanacağı tek bir noktada toplanması gerekir. Bunu yapacak bir konsey var ama sadece adı var ama kendi yok.Konsey seçimlerinde başkanlık yarışına gireceğinize ilk önce yaptığınız kurduğunu işin hakkını verin. Kimse bilmiyor sizin ne işe yaradığınızı. Bu vatandaşın suçu değil sizin işinizi bilmemeniz sadece koltuk meraklısı olmanızdır. Yangın yerinde ki koordinasyon bozukluklarına hiç değinmiyorum. Ama her türlü sınıfta kaldık. Her türlü kim kime dum duma durumu yaşıyoruz.