Bir süredir gündemde olan ve trafikte önceliğin yayalara ait olduğunun altının çizilmeye çalışıldığı Türkiye’de önceki gün bir etkinlik düzenlendi. Türkiye ile birlikte Aydın’da da aynı etkinlik gerçekleştirildi ve 900 polis 188 noktada yaya nöbeti tuttu.
Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger’in de dediği gibi gelişmiş ülkelerde yayaların önceliği var. Bir yaya kaldırımdan yola adımını attığı anda araç trafiği duruyor ve yayaların geçmesi bekleniyor. Bizde yavaş yavaş gelişecek elbette. Biz önce insan demeye başladığımız andan itibaren yayaların trafikte önceliği olduğunun da farkına varacağız. Önce insan felsefesini benimsemediğimiz ve bir zamanlar bir sürücüden benim aldığım yanıtta olduğu gibi “Sen araç mısın” anlayışı hüküm sürdüğü sürece ise bugün olduğundan öte gitmemiş olası değil.
Gelelim önceki günkü etkinliğe. Bu etkinliğin bir bölümü var ki, ne işe yaradığı tartışılır. Bir grup ilkokul öğrencisi ile yaya geçitlerinden geçip sonra çocuklara hediyeler verip ardından da dağılmak ile nereye varabiliriz?
Yıllardır trafik haftalarında bu ve benzer etkinlikler gerçekleştiriliyor. Ancak geldiğimiz noktada hala araç sürücüleri yayaları gördüğünde ayakların gaz pedalından çekip fren pedalına doğru gidermemekte ısrarcı bir tavır içerisinde olmaya devam ediyorlar. Kimi zaman yayalara yol verdiğinizde arkanızdaki sürücünün size korna ile ikazda bulunduğu hatta hakaret bile ettiği oluyor.
Buradan da anlaşılıyor ki, öncelikli olarak aile içinde insanın değeri anlatılmalı. Önce insan felsefesinin önemi anlatılmalı ki, trafikte öncelik yayaların olabilsin. Bir de sayın valinin dediği gibi, ‘hepimiz birer sürücüyüz, hepimiz birer yayayız’ bu gerçeği algılayıp buna göre davranmaya başlamadığımız sürece de bir yere varamayız.
Sözün özü de şu ki; bize yapılmasını istemediğimizi biz başkalarını yapmamayı alışkanlık, ilke haline getirebilirsek eğer, hepimizin birer yaya olduğu gerçeğini de algılayabilir ve önce yaya diyebilir, trafikte önceliği yayalara verebiliriz.