Bir haftadır televizyonlarda, gazetelerde, büyük marketlerde yüzde elliye varan indirimler duyurusu yer almakta. İnsanlar çılgınca alış veriş yapma derdinde. Sanki ülkede her şey güllük gülistanlıkmış gibi.
Bir yanda alım gücü azaldı derken, diğer yandan AVM’lerin doluluğu, bedava alıyormuş gibi torbaların dolması…
Bir yanda ülke yangın yeri, sınır ötesinden gelen şehit haberleri, diğer yandan özel gün için yapılan hazırlıklar. Nasılsa ölen bizim canımız değil düşüncesi. Sadece bir isim bazıları için. Allah rahmet etsin, kanları yerde kalmadı diye atılan hamaset nutukları.
Bir yanda “çocuklarım aç” diye feryat edip kendini yakan can, diğer yandan çılgınca tüketilen, alıp atılan yiyecekler.
Bir yandan bozulan doğanın dengesi ki; bu da biz insanların sayesinde. Yanlış yapılaşma, dere yataklarına ve sahillere yapılan binalar. Diğer yanda yine insanlar. Bir depremle yerle bir olan hayaller. Sonrasında teselli niyetine her şey Allah'tan söylemleri. Allah akıl fikir vermiş. Kullanmadıktan sonra ne gam.
Bir yandan çocuk gelinlerin gündemde tutulması, buna izin verilmediği için deprem olduğunu savunan bilim (!) insancıkları. Bir yandan önüne geçilemeyen kadın cinayetleri.
Olsun ne gam... Şunun şurasında sevgililer günü geliyor. Çiçekçiler ciro yapma peşinde ki normal ekmek derdinde onlar da.
Pırlanta da bilmem kaç lira indirim. Ne de olsa kesimi farklı.
Haa bu arada cennette parsel parsel yer satılmakta. İlk koşan kazanıyor.
Bütün bunlardan “bana ne” ya da ” sana ne” de diyebilirsiniz. Bunda da haklısınız. Ancak bu kadar olumsuzluklar yaşanırken, görmezden gelemiyorum. İnsan olan yanım isyan ediyor. Yüreğim acıyor.
Yine de bir şey yapmak istiyorsanız, yanıbaşınızda duran, kendini göstermekten çekinen birilerini göreceksiniz. Veren el, alan elden hayırlıdır derler.
Her şeye karşın, içinizdeki insan sevgisi tükenmesin. Canlılara olan aşkınız tükenmesin.
aşk ile efendim...