Rivayettir anlatılır; 1977 seçimlerindeydi. Süleyman Demirel seçim için Ege'yi dolaşıyordu. Denizli-Aydın-Muğla yolları hıncahınç insanla doluydu. Demirel şöyle dedi: "Acıyorum şu muhalefet partisine. Bakın bütün oylar bize gelecek. Ben halka dönüp de şu zavallı partiye de birkaç oy verin diyemem ki..."

Evet, her partinin çok yüksek oy aldığı dönemler olmakla birlikte alçalışa geçtiği süreçler de vardır. Yüksek oy alınırken tıpkı Demirel ile ilgili rivayette anlatıldığı gibi muhafelet partisine için için acınılsa da gün gelir yükselen toplumsal muhalefet, iktidara karşı da ansızın bir set olup yükselebilir.

Netice olarak Kasım 2002’deki kuruluşundan bu yana katıldığı dördüncü yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara ile birlikte bir çok büyükşehir belediyesini Cumhur İttifakı bileşeni partilerle seçimlere katılmasına rağmen kaybeden AK Parti’nin bu noktada eteğindeki taşı dökmesi de icap ediyor. Bu çerçevede özellikle Cumhur İttifakı’nın 61 ilde yaşanan oy kaybının gerekçesini ve kapsamlı analizini bir an önce yapması ve yeni bir yol haritası çizmesi de gerekli. Çünkü Milli İrade’nin verdiği kararın tüm yönleriyle enine boyuna düşünülmesi ve masaya yatırılmasıyla birlikte neden kaybedildiği sorusuna da esaslı bir cevap bulunması da şart.

Netice olarak tekrarlanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri süreci artık geride kalmasıyla birlikte yavaş yavaş ülke olarak başta ekonomi olmak üzere ana gündemlere yoğunlaşılması noktasında halkın beklentileri ortada. Geçtiğimiz yıl yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri sürecinde iktidar kanadından halka verilen sözlerin tutulması da büyük önem arzediyor.

BİRAZ DA TEBESSÜM

Geçmiş dönemlerden fıkra tadında yaşanmış bazı seçim matrakları kimilerince anlatılır durulur, dikkatimi çeken bazılarını derledim;

Meselenin köküne inelim

Seçim otobüsüyle bir yere gidiliyor. Otobüsün kornası aniden bozulmuş, ötüp duruyor. Şoför otobüsü sağa çekip durdurmuş, arızayı gidermeye çalışıyor ama nafile. Yolculardan birinin şoföre, "Kablosunu kopar", diye akıl verdiğini duyan İnönü itiraz ediyor:
- Durun yav, koparmayın. Bir derdi var ki inliyor. Meselenin köküne inelim.

Kulaktan kulağa anılar için...

İnönü'yü sinema çıkışında yakalayan gazeteci sorar:
- Sayın İnönü sizi bu sıralar sinema salonlarında göremiyoruz.
İnönü'nün cevabı:
- Göremezsiniz tabii, sinema salonları karanlık.

İnönü'den: Ben kedi miyim?

Sevinç İnönü bağırır:
" Erdal yetiş, fare var!
İnönü'nün cevabı:
- Bana ne söylüyorsun Sevinç! Ben kedi miyim!

Oyu Bursalılar verecek

Süleyman Demirel Bursa seçim turunda İhsan Sabri Çağlayangil'i meydanda göremeyince refakatindekilere sordu:
" İhsan Sabri nerede?"
" Yok!..." dediler.
" Nerede?" diye sordu.
"Kanada'ya davetliymiş, oraya gitmiş" dediler.
Demirel'den son söz:
"Yahu İhsan Bey'e Kanadalılar oy vermeyecek ki Bursalılar verecek..."