Sevgili okurlarım; biliyorsunuz ki 06 Haziran’da Liselere giriş sınavı(LGS) 26-27 Haziran’da da üniversite sınavları (YKS) yapıldı. Bu iki sınavın sonucunda da ortaya çıkan tablo bazı tespitleri yapmamıza neden oldu.
Gerek LGS, gerekse YKS’de matematik soruları zor ve uğraştırıcı idi. Pandemi sürecinde tamamen olmasa da kısmen yüz yüze eğitim gören öğrencilerin girdiği bu sınavlarda bu kadar zorlayıcı soruların sorulması değil, bu tip soruların fazlalığı bir sorun teşkil ediyor. Sınavın seçicilik düzeyini artıralım derken derslerin genel ortalamalarının bu kadar düşmesi eğitim sistemimiz için bir sorun teşkil ediyor.
Yeni nesil soru dediğimiz, uzun. Hem yorum hem de işlem gerektiren sorular öğrencilerin çok zorlanmasına neden oluyor. Bu yeni nesil soru tarzına uygun olarak matematik derslerinin işlenmesi son derece önemlidir. Peki; kaç okulda dersler böyle işlenebildi. Öğretmenlerimiz bu tarz sorulara uygun müfredat anlatımına hazır mı? O nedenle yeni nesle, yeni nesil soru sorarken, onları yetiştirenlere yönelik bir çalışmamız oldu mu?
Ayrıca; Türkçe sorularının çok uzun paragraflardan oluşması da ayrı bir sorunu ortaya çıkarıyor. Kitap okuma alışkanlığı olan öğrenciler için bu sorular zor olmazken; kitap okuma becerisi gelişmemiş öğrenciler için bu sorular hem zor hem de vakit alıcı oluyor.
O nedenle kitap okuma seferberliği başlatmalıyız. Çocuklarımıza kitap okumayı sevdirecek ve okutacak çalışmaları uygulamaya sokmalıyız.
Son olarak diyorum ki; Sorular YENİ NESİL, öğrenciler de eni neslimiz. O zaman bu YENİ NESİL, YENİ NESİL soru tarzlarına ve bu yönde çalışmaya alıştırılmalıdır.