Evde Hayat var, Evde Kal Türkiye ilkeleri doğrultusunda dışarı çıkmayan biri olarak ya bilgisayar başında birşeyler araştırıyor, ya da televizyon karşısında haberleri izliyorum. Önceki gün de işte o anlardan birinde bilgisayar başında araştırma yaparken karşıma bir haber çıktı.
“Fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yasaklanıyor “ diye bir haber.
İlk tepkim doğal olarak “Stokçuluk ve fahiş fiyat artışı zaten yasak değil miydi?” diye sormak oldu. Ardından haberin içeriğini okumaya başladım. Gördüm ki, AKP hükümeti hazırladığı bir torba yasaya böyle bir madde koymuş.
Nereden çıktı şimdi böyle bir şey diye düşünmeye gerek yok, hepimiz gördük ki, bu korona virüs salgını nedeni ile Türkiye’de fırsatçılar öyle pusuda yatıyor. Bir şey olsa da fiyatları astronomik bir şekilde artıralım, ürünleri stok yapıp arz talep dengesini bozarak süni fiyat artışları yaratalım noktasında.
Sonuç olarak da hükümet korona virüsün ekonomiye olan etkisini azaltmak için bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi hazırlamış. Önümüzdeki günlerde TBMM gündemine gelmesi beklenen tasarı eğer yasallaşırsa bakın neler olarak fahiş fiyat ve stokçuluk ile ilgili.
6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunu'na iki yeni madde eklenmesi ön görülüyor.
Bu maddelerden biri fiyat artışı ile ilgili ve şöyle:
“Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından girdi maliyeti ve döviz kuru artışı gibi haklı bir gerekçe olmaksızın bir mal veya hizmetin satış fiyatında aşırı artış yapılamaz.”
Diğer madde ise stokçulukla ilgili:
“Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından fiyat artışı beklentisi veya benzeri sebeplerle mal satışından kaçınılamaz; piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunulamaz.”
Maddenin gerekçesi ise yasa teklifinde, “Piyasanın olağan akışını bozarak piyasa aksaklıklarına sebep olan ve kamunun genel menfaatine uygun olmayan haksız ve rekabeti bozucu faaliyetlere yönelik idari ve hukuki tedbirlerin ivedilikle uygulamaya konulması için ilave yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur” ifadeleriyle anlatılıyor.
KUŞADASI’NIN SORUNU
Kuşadası, Türkiye’nin ilk turizm kentlerinden biri. Turizm denildiğinde ilk akla gelen kentlerinden biri iken bu gün eski günlerini arar bir durumda olan Kuşadası’nda iç huzur bir türlü sağlanamıyor.
Bir yansan siyasiler birbirini yemeye devam ederken, diğer taraftan da kentin yerel basınında görevli arkadaşlar da ikiye, üçe bölünmüş birbirleri ile uğraşır konuma gelmişler. Turizmde de böyle iç çekişmeler nedeni ile pastanın büyük dilimini başka kentlere kaptırmıştı Kuşadası.
Kuşadası her türlü potansiyeli olan bir kent. Kentin öncelikli olmazsa olmazlarından biri kısır siyasi çekişmeleri bir kenara bırakıp kent için ne gerekiyor ise onun yapılması yolunda çaba sarf edilmesi. Siyasetçisi, esnafı, gazetecisi ve çalışanı ile birlikte tam bir birlik içinde hareket etmek zorunluluğu var. Bunu çözebildiğinde Kuşadası bugünkü konumundan kurtulacak ve yeniden Turizmin gözdesi bir kent olabilecektir.