Yemek yeme en keyifli aktivitelerden biridir. Yemek bizi mutlu eder, eğlendirir. Yeme davranışı hayatımızı devam ettirmemiz konusunda organizmaya gerekli enerjiyi verebilmesi için gelişmiş bir davranıştır. Fakat bu güzel aktivite çok fazla, çok az ya da farklı şekillerde olduğunda ve bu duruma psikolojik sıkıntılar da eklendiğinde yeme bozuklukları dediğimiz durum ortaya çıkmaktadır. Yeme bozuklukları sıra dışı yeme alışkanlıkları, bedensel görünüş ve kilo ile ilgili şiddetli endişe, sıkıntı ve bunlara bağlı davranışlarla karakterize edilen bir hastalık olarak tanımlanır. Yeme rahatsızlıkları kişinin sağlık durumuna ciddi zarar verebilecek yetersiz ya da aşırı beslenme biçimleriyle kendini gösterebilir. Yeme bozukluklarının en sık görülenleri anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza, tıkırcasına yeme bozukluğu-obezitedir. Bu rahatsızlıklar hem erkek hem de kadınlarda ortaya çıkabilir. Yeme bozuklukları, yaşamın her aşamasında, fakat en sık ergenlik ve genç yetişkinlik döneminde ortaya çıkmaktadır. Uygun bir tedavi yaklaşımı, yeme bozukluklarının pek çok tipinde önemli ölçüde etkili olmaktadır. Müdahale imkanı olmasına rağmen uzman desteği alınmadığında, semptomları ve sonuçları kayda değer hasarlar bırakabilir ya da ölümcül olabilir. Yeme bozuklukları, anksiyete bozuklukları, madde/alkol istismarı ya da depresyon gibi durumlarla birlikte görülürken aynı zamanda henüz yüzeye çıkmamış başkaca ciddi psikolojik sorunların habercisi olabilir.

YEME BOZUKLUĞU TÜRLERİ
1. Anoreksiya Nervoza - Anoreksiya Nevroza sorunu yaşayan bireyler genellikle kilo almayla ilgili takıntılı bir korku hissetmekte, sağlıklı beden ağırlığında kalmayı reddetmektedirler ve gerçek dışı bir bedensel imge algısına sahiptirler. Anoreksiya Nevroza’da kişiler yiyecek tüketimi oranına ciddi sınırlandırmalar getirir ve normal ağırlıklarının altında oldukları açıkça görülmesine rağmen kendilerini kilolu hissederler. Anoreksiya, beyin hasarları, çeşitli organlarda aksamalar, kemik erimesi, kalp sorunları ve kısırlık gibi pek çok bedensel işlev sorununa neden olabilir. Bu sorunu yaşayan kişilerde ölüm riski oldukça yüksektir.
2. Bulimiya Nervoza - Bu bozuklukta tekrarlayan bir şekilde kişinin, tıka basa yedikten sonra kendini zorlayarak kusma, aşırı bedensel egzersiz ya da aşırı laksatif kullanma gibi yediklerini telafi etmeye yönelik davranışlar sergilenir. Bulimiya sorunu yaşayan erkek ve kadınlar genellikle kilo alma korkusu hissederler ve bedensel şekil ve ölçülerinden son derece mutsuzdurlar. Tıkınırcasına yeme ve temizlenme döngüsü, sıklıkla gizlilik içinde yapılır ve utanç, suçluluk, kontrol kaybı duygularına sebebiyet verir. Bulimiya, gastroentestinal problemler, elektrolit dengesizliğine bağlı, ciddi hidrasyon ve kalp zorlanmaları gibi bedensel hasarlara yol açabilir.
3. Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu - Tıkınırcasına yeme bozukluğu olan kişiler sıklıkla yeme kontrollerini yitirirler. Bulimiyadan farklı olarak, tıkınırcasına yedikten sonraki kusma, egzersiz yapma gibi tekrarlayan davranışları bulunmamaktadır. Dolayısıyla, tıkınırcasına yeme bozukluğu yaşayan kişilerde obezite gelişebilir ve kardiyovasküler hastalıklar gibi başka sorunların ortaya çıkmasına yatkındırlar. Bu bozukluğu yaşayan kadın ve erkekler tıkınırcasına yeme davranışlarıyla ilgili yoğun bir suçluluk, sıkıntı ve utanç hissedebilirler ve bu duygular yeme bozukluğunun daha da ilerlemesi, güçlenmesi ya da şekil değiştirmesinde etkili olabilir.

TEDAVİSİ
Durumun ciddiyeti ve karmaşık yapısından dolayı iyileşmenin gerçekleşebilmesi için genellikle yeme bozukluklarında yetkin ve kapsamlı bir profesyonel destek gerekir. Bireye, yeme bozukluğunun türüne ve belirtilerin şiddetine göre bir tedavi planı hazırlanır. Yeme bozukluklarının bütüncül bir şekilde ele alınması için genellikle hekimlere, psikoterapistlere ve bazen de beslenme uzmanlarına başvurulması gerekmektedir. Genellikle yatış yoluyla takip edilen hastalarda öncelikli amaç yemek yeme örüntüsünü düzene koymaktır. Kilo alımı ve beden algısı ile ilgili inançlar araştırılır; düşünce-duygu-davranış arasında bağ kurulur. Beden algısı üzerinden olumlu bir benlik imajı oluşturmak amaçlanır. Bilişsel Davranışçı Terapi sık kullanılan terapi türlerinden biridir. Terapinin yanı sıra aile ile birlikte çalışmak tedavinin işlevselliğini arttıran en önemli unsurdur.