Zaman zaman Merhum Başbakan Adnan Menderes’in çok partili sisteme geçiş sürecindeki bazı çalışmalarına ilişkin ulaşabildiğim kaynaklardan bilgi edinmeye çalışırım.

Hakikaten kendisinin DP’nin kurulmasıyla birlikte sert muhalefet yaptığı yıllarda bile ne denli naif olmaya gayret ettiğini düşününce insan hayret etmiyor değil.

Örnek verecek olursak; 1948 yılında Köşk’ün Çiftlik köyünde de bir toplantı yapılmıştır. Adnan Menderes toplantıda şunları söylemiştir: “Bizim sitemlerimiz Halk Partisi’ne değil, takip ettiği zihniyete ve bu zihniyeti devam ettirmek isteyenlere karşıdır. Öte yandan DP’yi yok etmek için çalışanlara gelince, artık bugün bu kadar hakikatler meydana çıktıktan ve DP bir millet partisi olarak kökleştikten sonra bu emellerine muvaffak olamayacaklardır”

Düşünün yıllarca içinde siyaset yaptığı partiden ayrılmasıyla birlikte çok sert bir muhalefet söylemi de geliştirse, Menderes esasen eski partisine doğrudan değil parti içindeki bazı kişilere ve zihniyete sitem ediyor.

Yine bir başka örnek verecek olursak, 1948 senesinin bahar aylarında Nazilli dolaylarında yeni parti çalışmalarını sürdüren Adnan Menderes, Güzelköylü’ye uğradığında, CHP’li bir gurup iki kamyonla oradan geçmiş, DP’liler tarafından bu kamyonların resmi araç olduğu iddia edilmesi üzerine de şunları söylemiş Menderes;

“Resmi otomobillerle seyahat edenleri ve ocak açma merasimine gidebilmek için devlet kesesine el uzatanları biraz önce gördünüz. Demokrasiyi memlekete biz getirdik diyenler, kamyonlara binip köylünün ayağına gitmek, halka güler yüz göstermek gibi demokratik harekette bulunmaya çalışmışlar, fakat bunu dahi becerememişlerdir. Halk Partisi ne zaman devlet arabasından inerek mensuplarının birer birer keselerinden çıkan paralarla böyle 30–40 kamyonluk konvoy oluşturabilirse o zaman belki gerçek bir halk partisi haline gelebilecektir” demiştir.

O halde, resmi otomobillerle seyahat edilmesini ve ocak açma merasimine gidilmesini eleştiren Menderes’in bu yüzden devlet kesesine el uzatanlar olarak o dönem ifşa ettiği CHP’den, bu döneme doğru baktığımızda diğer partileri de işin içine katarak bu durumu bir sorgulayalım;

Günümüzde resmi otomobiliyle seyahat eden belediye başkanı var mı? Var.
Partisiyle ilgili herhangi bir teşkilat ya da örgüt binası açılışına, resmi otomobiliyle giden belediye başkanı var mı? Var.
Peki ya tüm partileri de kapsayarak duruma daha geniş ölçekten baktığımızda bazı sorunların temelinde esasen neyin yattığını görüyoruz?
Cevap: Zihniyet sorunu