Ankara, Kurtuluş Savaşı sırasında milli mücadelenin merkezi olmuştur.
Sivas Kongresi’nde oluşturulan Temsil Heyeti, 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gitmiş ve mücadele buradan yönetilmiştir.
O yıllarda Ankara yaklaşık 5000 nüfuslu bir bozkır şehriydi.
Neden Ankara tercih edilmişti?
Çünkü, hem güvenli, hem Ankara halkı milli mücadeleyi destekliyor ve hem de cepheye yakın bir yerde idi.
Ankara, bir zamanlar Ahi Cumhuriyetinin de merkezi olmuştu.
23 Nisan 1920’de Ankara’da TBMM açılmış ve böylece Yeni Türk Devleti’nin temelleri de Ankara’da atılmıştır.
Kurtuluş Savaşı’nın en hararetli olduğu 1921 yılında Kütahya-Eskişehir savaşlarında yenilen ordumuz M. Kemal Paşa’nın emri ile Sakarya Irmağı’nın doğusuna çekilmiştir. Yunan Ordusu’nun Polatlı’ya kadar ilerlemesi üzerine TBMM’nin Kayseri’ye taşınması dahi gündeme gelmiştir. 13 Eylül 1921’de Sakarya Meydan Muharebesi büyük bir zaferle sonuçlanmış Yunan Ordusu’nun ilerleyişi duydurulmuştur, Ankara’nın işgali de önlenmiştir.
Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından sonra Lozan Barış Antlaşması imzalanmış ve bu anlaşmanın sonucu olarak 6 Ekim 1922’de İtilaf Devletleri İstanbul’u boşaltıp gitmiştir. Ulu önder Atatürk’ün dediği gibi “Geldikleri gibi gitmişlerdir.”
13 Ekim 1923’de Ankara, Yeni Türk Devleti’nin başkenti ilan edilmiştir. Bu durum İstanbul’u ve Saray’ı üzer. Bu durum aynı zamanda artık Osmanlı Devleti’nin sona ereceğinin, Cumhuriyet ve devrimlerinin de işaretiydi.
29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilir. Bu arada ilginç olaylar gelişir. Batılı devletler elçiliklerini Ankara’ya uzun süre taşımazlar. Bunun dışında hala padişah ve halife yanlıları da İstanbul’un başkent olarak kalmasından yana idiler.
1924-1930 yılları arasında önemli devrimler gerçekleştirilir. Ayrıca Ankara’nın modern bir şehir olması için uluslararası bir yarışma düzenlenir. Bu yarışmayı Avusturalya’lı bir mimarın şehir planı kazanır. Mükemmel bir şehir planı olmasına karşın bazı milletvekilleri ve spekülatörler şehir planını ranta çevirirler. Plan bozulur. Avusturyal mimar bu duruma kızar ve ülkeyi terk eder.
Her şeye rağmen Ankara, Türkiye’nin ikinci büyük şehri olur ve Türkiye’nin en güzel ve en sevilen şehirlerinden biridir.