Biden'ın sessizliğinden ve tepkisizliğinden cesaret alan Putin sonunda istediği askeri operasyonlara başladı. Zamanının en büyük sanayilerinden birini kurmuş. Birleşmiş Milletlerin tüm ülkeleri tarafından tanınan, kendi vatandaşına ve diline sahip Ukrayna'yı eski SSCB toprakları düşüyle bünyesine katıp, işgal etmeyi kendine hak gören Rusya'nın bu rahatlığı NATO'nun saygınlığını ve güvenilirliğini sarstı. Bunların üstüne de bu saldırıyı "Bu bir savaş çıkarma değil savaşı önleme atağıdır" diye meşrulaştırmaya çalışan Putin yönetiminin saldığı bu korku, iç işlerinde oluşturduğu saltanat ve özgürlüğe vurduğu darbeler ona diktatör dememiz için yeterli değil midir?
Rusya-Çin koalisyonunun ana düşmanı olan Amerika'nın ise tek amacı özgürlük içinde yaşamak olan Ukrayna'ya yapılan bu saldırılara somut karşılık vermemesi, Avrupa Birliğinin Rusya'ya sadece ekonomik bazlı yaptırımlar uygulamakla yetinmesi bize bir ülkenin sadece kendine güvenmesi gerektiğini, müttefik sandıklarının her an kendini yalnız bırakabileceğini gözler önüne seriyor. Her zaman dedikleri gibi, ülkelerin dostu yoktur. Bu savaşı kazanan bir taraf olabilir ama kaybeden her zaman insanlık olacak. Savaş hiç bir zaman değişmez.