Türkçesi ile kısaca “kasıtlı yanlış bilgi” çağımızın en büyük tehlikelerinden biri. Kitleleri bazen kışkırtmaya bazen yatıştırmaya yarayan bu manipülasyon tekniğine bir göz atalım.
Aslında çok da yabancı olmadığımız bu unsur sosyal medyanın devleşen gücüyle kendini ayrı bir araştırma konusu haline getirmiş durumda. Bir bilgiyi kasıtlı şekilde yanlış sunmaya dezenformasyon kasıtsız bir şekilde yanlış bilgilerin paylaşımına aracı olmaya da mezenformasyon diyoruz. Saat başı onlarca bilgiye maruz kaldığımız internet ve televizyon ortamında yanlış bilgilere denk gelmememiz artık neredeyse imkânsız durumda. Hatta ve hatta Oxford Üniversitesi tarafından 37 ülkede yapılan bir araştırmada Türkiye %49 oranla en fazla yalan haberlere ve yanlış bilgilere maruz kalan ülke. Peki, bu yanlış bilgiler ne kadar yayılabiliyor?
Şimdi yanlış bilginin dünya üzerindeki en ünlü örneklerinden birini ve yanlış bilgi içindeki yanlış bilgi hikayesini size anlatacağım. İnternet üzerinde biraz zaman geçirdiyseniz “Her insan hayatı boyunca uykusunda 8 örümcek yer” tarzında bir bilgiye illaki denk gelmişsinizdir. Çoğu kişinin araştırmadan inandığı bu bilgi abartısız bir şekilde yüz milyonlarca kez paylaşıldı ve okundu. Araştırmacıların kafasını karıştıran bu bilgiye en sonunda dünyanın en büyük “yanlış bilgiyi ifşalama” sitesi snopes.com 2007’de şöyle bir yanıt verdi. “Bu bilgi 1993’te Lisa Birgit Holst tarafından bir dergide ‘yanlış bilgi ne kadar hızlı yayılır’ araştırması için oluşturulmuş kasıtlı bir yalan haberdir.” Bu yayınlanan haberle beraber binlerce haber sitesi ve on milyonlarca internet kullanıcısı ilk bilginin yalan haber olduğunun haberine inanarak gururla paylaştı. Fakat bu siteye inanılmalı mıydı? Dokuz yıl boyunca bu “yalan haberi ifşalayan habere” çok az kişi şüpheyle yaklaştı ve en sonunda 2016’da bu haberi en ince ayrıntılarına kadar araştıran bir araştırmacı fark etti ki gerçekte ortada ne bahsedilen dergi sayısı ne de Lisa Birgit Holst adında birisi vardı. Hatta olayın en büyük komedisi iddia edilen “Lisa Birgit Holst” isminin harflerini birbiriyle değiştirilince ortaya “This is a big troll” yani Türkçesiyle “bu kocaman bir şaka” cümlesinin çıkmasıydı. Yani neredeyse yarım milyar insanın yıllardır okuduğu bu bilgiler silsilesinde ortada bir tane bile doğru bilgi yoktu. Karşılaştığımız bu fenomen, bir bilgiye kolayca inanmamamız ve o bilgiyi yalanlayan başka bir bilgiye yine aynı şüpheyle yaklaşmamız gerektiğini bize öğreten harika bir örnek. Fakat yanlış bilgiler artık bu kadar masum değil. Şu anki kasıtlı yanlış bilgilerin daimî amacı insanların fikirlerini, karalama yoluyla oy verecekleri kişiyi, aşı olup olmamalarını değiştirmek gibi zarar verici unsurlar. Peki biz bu yanlış bilgilerin kurbanı olmaktan nasıl kaçarız?
Artık İnstagram ve Facebook gibi sosyal medya uygulamaları sitelerine entegre ettiği programlarla bir kullanıcı yanlış bilgi paylaştığında bunu anında algılayarak gönderiyi etiketleyip diğer insanlara bu bilginin yanlış olduğunu gösterebiliyor. Aynı zamanda internette kendini sadece yanlış bilgileri ifşalamaya adamış grupların sayısı git gide artmakta ve bunları takip edebilmek çok kolay. Fakat bu önlemler kendi başına yeterli değil. Kimi, nereyi takip edersek edelim unutmamalıyız ki alabileceğimiz en büyük önlem bir görüşün fanatiği olmadan araştırmacı, her bilgiye kör gözle inanmayan şüpheci bir kişilik olmak ve bir bilgiyi kendi imkanlarımızla teyitlemek.