Bir insanın yüreğinin en derininde sakladığı duyguları bir bakış ile ortaya çıkaran yalnızca insanlar değil. Yolda yürürken sevimli bir kedi ya da gölgede serinleyen bir köpek gördüğümüzde yüreğimizde merhamet ve öz sevgi harekete geçiyor. En basit yüzümüzde bir tebessüm oluşturuyor, belki de gün içinde yaşadığımız bütün olumsuzlukları yok ediyor.
Bu bir insanın sahip olduğu çerçeveydi dile getirmeye çalıştığım. Şimdi de sokaklarda yaşayan sevimli canlıları düşünelim. Bir anlık duraksamalar yapıp 10 dakika onlarla geçirebiliriyoruz. Ama sonrasında hepimiz evlerimize dönüyoruz ve onlar aynı yerde kalmaya devam ediyor. Bugün bir habere denk geldim. Pandemi döneminde birçok hayvan evlerinden koparılarak sokakların acımasız koşullarına terk edilmiş. Ya da kısıtlama döneminde can sıkıntısından bir hevesle alınan kedi, köpek, kuş vb gibi hayvanlar acımazsızca sokağa atılmış.
Bir de özellikle sahil kesimlerinde yaz tatillerinde gelen turistlerin aldığı evcil hayvanlar sezon sonunda sokağa atılıyor. Tüm bunları düşündüğümüzde benim gözüme çarpan tek nokta bencil ve kendi çıkarları uğruna yaşayan insanlığın etrafındaki her şeye verdiği zarar oluyor. Ne yazık ki bu bencilliğin bedelini her zaman olduğu gibi yine doğa ve hayvanlar ödüyor. Özellikle yaz sezonunda bir insan olarak kendi çıkarlarımızı bir kenara bırakalım ve onların penceresinden bakmaya çalışalım. Bir sokak köpeğinin yanında on dakika kalıp gitmek yerine onunla bir gün geçirdiğinizi düşünün. İnsan olarak değil bir canlı olarak onlarla empati kurun ve daha fazla zarar görmelerine izin vermeyin. Özellikle önümüzde aşırı sıcaklar varken, aldığımız mamalara dikkat edelim. İyilik yaparken kötülük yapmış olmayalım. Ayrıca evimizin önünde bir kap su eksik etmeyelim ve lütfen bakamayacaksak yuvalarından ayırıp sokağa terk etmeyelim.