İstanbul, dünya tarihinde önemli bir yeri bulunan yedi tepeli şehir. Fetih edilmesi ile birlikte bir çağı kapatıp, yeni bir çağın başlamasına neden olan mega kent. Türkiye nüfusunun büyük bir bölümünün yaşadığı 16 milyon seçmeni bulunan bir şehir bu kez Türk Siyasi Tarihi’ne geçti. Ne yazık ki, olumsuz bir biçimde Türk Siyasi Tarihi’nde yer almak zorunda kaldı, 16 milyon seçmeni istemese de.
İstanbul üzerine çeşitli güzellemeler yapılmıştır; yapılmaya da devam edecektir. Bir çok Türk Şairi İstanbul’u dizelerinde ölümsüzleştirirken, o eski Bizans oyunları ile değil de, yedi tepe üzerine kurulmuş ve tam ortasından geçen altın gerdanlık gibi duran boğazının güzellikleri ile dizelerinde İstanbul’dan söz eder.
O şairlerden biri Yahya Kemal Beyatlı şöyle söz ediyor dizelerinde İstanbul için:

“Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Nice revnaklı şehirler görülür dünyada,
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü’yada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan”

Bir başka şairimiz Vedat Türkali ise;

“Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul
Bekle bizi
Büyük ve sakin Süleymaniyenle bekle
Parklarınla köprülerinle kulelerinle meydanlarınla
Mavi denizlerine yaslanmış
Beyaz tahta masalı kahvelerinle bekle
Ve bir kuruşa Yenihayat satan
Tophanenin karanlık sokaklarında
Koyunkoyuna yatan
Kirli çocuklarınla bekle bizi
Bekle zafer şarkılarıyla caddelerinden geçişimizi
Bekle dinamiti tarihin
Bekle yumruklarımız
Haramilerin saltanıtını yıksın
Bekle o günler gelsin İstanbul bekle
Sen bize layıksın” dizeleri ile İstanbul’u anlatmaya ve ona duyduğu aşkı dile getirmeye çalışıyor.
Son yaşanan olaylardan sonra hangi şair hangi dizeler ile İstanbul’u anlatacak bilinmez, ama bugün için bir gerçek varsa o da çağ kapatıp çağa açan İstanbul üzerinde tam bir Bizans oyunları oynanıyor olmasıdır.
Son söz
HER ŞEY GÜZEL OLACAK