Gündem savas çığlıkları. Emperyalistlerin sömürülerini devam ettirebilmeleri için savaşın ve kaosun devamı şart. Bölgemizdeki halkların çığlıklarını duyan uluslararası kamuoyu yok gibi. Her atılan mermi batı medeniyetinin devamına bir el daha vermek gibi. Batı medeniyeti, America ve Afrika kıtasının sömürülmesi sırasında kan ve kaosla beslenmisti, devamı içinde tüm dünyayı ateşe atmaktan çekinmiyorlar. Bölgemiz özelinde Asya ile aralarına koymak istedikleri bir tampon bölge olarak asker rolü biçilmiş durumdayız. Biz bölge insanları olarak asker olacak mıyız, yoksa refahtan pay alan toplumlar mı olacağız. Savaş ve kaos , sömürü medeniyetinin ateşine odun taşımaktan başka birşey değildir. Suriye,Irak ,Libya ve daha birçok bölge ülkesi tarihte bilimin ve refahın yaşandığı ülkeler değilmiydi? Batı medeniyetinin doğuşu ile tüm medeniyetlerin yaşadığı travmayı bölgemizde yaşamıştır. Ancak bugün Asya kendine olan güvenini arttırarak Batı medeniyetine karşı ayağa kalkmışken, bölgemizin hala batı bloğunun oyun alanından çıkamaması çok üzücü. Türkiye bu uyanışın başı olma şansına sahip. Ancak tarihe hamaset penceresinden bakmak yerine, bilim ve bilinçle bakmayı becere bilmelidir. 26 Ağustos ve sonu 30 Ağustos mucadeleleri batı medeniyetinin maşalarinin suya gömüldükleri zamanlardı. Bugünde aynı maşalar batı bloğunun askerleri olarak görevlerini icra etmek istiyorlar. Buna cevabımız bölge halklarını uyandırma çalışmaları olmalıdır. Gücümüzü bir cüceyle uğraşmaktan ziyade ana hedefe yoğunlaştırmaliyiz. Bölgemizin uyanışı için çaba göstermek ve asya ile işbirliği yapmak, tam bağımsız bir ülke olarak hareket etmek uzun vadede kazandıracaktır.
Saygılarımla