belki
sararmış
eski resimlerde kalırım
belki esmer bir çocuğun dilinde.
bütün derinlikler sığ
sözcüklerin hepsi iğreti
değişen bir şey yok hiç
ölüm hariç.
aynı gökyüzü aynı keder.

Behçet Aysan
Ölümler hariç... Bugünlerde hayatımıza hep ölüm dahil. Kaşla göz arası kadardır yakınlığı. Bir var bir yoksundur. Havada kalmış hoş bir sadâdır bazen.
Ülkemin doğusu, benim doğduğum ve bir zamanlar sokaklarında koşup oynadığım kent bir depremle sarsıldı. Deprem değil binalar insanları yaraladı, ölümlerine sebep oldu. Dönüp baktık arkamıza. An kadar sallanma, yıkılan binalar, giden canlar, canlılar. Bir anda yaşanan yıkım, bir anda bir yumruk gibi birbirine kilitlenen halk.
Canla başla çalışan, yardıma giden gönüllüler, toplanan yardımlar.
Ülkemin yadsınamaz gerçeğidir deprem. Keşke bütün bunlar olmazsa. Keşke bu ölümlü dünyada yakıp yıkmazsak birbirimizi. Dün evinde oturup gelecek planları yapıp, hayaller kuranlar bugün toprak altında.
Bu dünyada kapladığımız yer belli. Bir su damlası, bir parça toz zerresiyiz.
Zaman varken, yaşarken öldürmeyelim birbirimizi.
Afetsiz günler dileğiyle...