Tamam gerçekten de haklısınız.
"En iyisi" sosyal medya.
Memleketin ünlü köşe yazarları Hadise'nin dans performansını yazarken, sizler sosyal medyada krallar gibi habercilik yapıyorsunuz.
Helal olsun, vallahi de billahi de, habercilik işini yıllarca emek vermişlerden ve çifte diploması olanlardan daha iyi yapıyorsunuz.
Bir köşe sahibi olanın "köşe" olduğu düzene meydan okuyorsunuz.
Üstelik Hadise'nin dansındaki "incelikleri" anlayacak kadar eğitim sahibi olmanıza gerek yok.
Sosyal medyanın gönüllü habercilerine yürekten selam olsun.
Memleketin duayen gazetecileri, Fazıl Say'ın düğün töreninin nüansları üzerine kafa patlatırken, şehirlerin ve ülkelerin akıbetini takip etmek sosyal medya kullanıcılarına kalıyor.
Üstelik, şöhret olma ve PR yapma gibi bir kaygısı olmadan, insanın yaşadığı ülkenin ve kentin akıbetini takip etmesi kadar onurlu bir iş yoktur.
ŞEHİRLERİN EN İYİLERİ
Şehirleri iyi yapan, o şehirde yaşayan "en iyi"ler olmalı.
Mesela, "en iyi pideci"
Mesela, "en iyi cafe"
Mesela, "en iyi restorant"
Kuşadası'nda ise , "en iyi"ler her geçen gün azalıyor.
Yaz bitmeden pek çok işletme kapılarını kapatıyor.
Ya da pek çoğu hiç açmadı. (Bakınız, Le-man Kültür)
"En kötülerin" PR yaparak bir yerlere gelmesi gerçekten de kötü.
Dışarıdan gelenlerin hemen fark ettiği şeylerden biri, Kuşadası'nda "en iyi"lerin azlığı.
Vasat ve birbirinin hemen hemen aynı işletmeler ile doldu; Kuşadası.
Dışarıdan gelenlerin gitmek isteyecekleri "en iyi" bir yer, bir köşe, bir koy, ara ki bulasın.
Kuşadası'nda yaşayanların değil, onu yönetenlerin daha çok PR yapması ise bir başka handikap.
YAZ AYLARININ GETİRİSİ VE GÖTÜRÜSÜ
Yaz aylarının getirisi bolsa da, götürüsü daha çok.
Gidenlerin aklında kalmamak en kötüsü.
Akılda kalacak mekanları çoğaltmak lazım.
Bu da "en iyi" olmakla mümkün.