Bir üniversite şehri Aydın. Yurtlar, üniversite yakınlarında yer alan apartlar, evler, kafeler.
Her gün onlarcası ile yolumuz kesişiyor, onlarcası yanımızdan gelip geçiyoruz. Bakıyoruz, görüyoruz. Peki kaçımız onlar tanıyoruz? Kaçımız göz göze gelince gülümsüyoruz? Kaçımız dertlerine derman olmak için elimizi uzatıyoruz. Ya da anket yaparak harçlıklarını çıkartmaya çalışan kaç gence beş dakikamızı ayırabiliyoruz? Her şey para değil. Küçük bir dokunuş, güven verebilmek, gereksinim duyduğu an kapınızı çalacak, bir telefon uzaklığında olduğunuzu bilmek. Ne kadar önemli bir duygudur bu. Uzatılan bir eli tutabilmek.
Yıllar önce Diyarbakır’da görev yapıyoruz. Terörün çok olduğu bir dönem. Herkes gölgesinden korkuyor adeta. Gecenin bir vakti oturduğumuz lojmanda kapımız çalınıyor. Yaşı sınıf arkadaşlarına göre büyük olan bir kızım kapı önünde ve kalacak yerim yok diyor. Aslında kalacak yeri var, abisiyle bir göz odada ve şehrin en izbe noktasında kalıyor. Aile varsıllıktan yoksulluğa düşüyor. Ve köyde yaşıyor. O gün abi köyden gelemiyor ve kızım da kaldıkları yere koşullar gereği gidemiyor. Neyse çok kısa bir tereddütle kızımı içeri aldım, o gece konuğum oldu. Ertesi gün de elbette. Bütün komşularım ”Nasıl cesaret edebildin, ya teröristse ya kötü niyetliyse...” dediler de dediler. Onlara bir şey olmadığını ama 19 yaşındaki kızımın sokakta kalırsa çok şey olabileceğini ve vicdanımın daha körelmediğini söylemek zorunda kaldım.
Sonrasında ne oldu? O kızım okulu bitirdi, dışarıdan üniversiteyi okudu. Ailenin durumu düzeldi. Evlendi. Üç kızı oldu. Ekonomik yönden çok iyi durumda.
Yeni evlendiğinde ve ilk kızı doğduğunda yine Diyarbakır’a gezmeye gitmiştim. Konuk oldum. Eşine ve kızına “bu benim ikinci annem” diye anlatmış. Onun gözündeki ışıkla mutlandım. İki yıl önce de benim konuğum oldu kızlarıyla. Bir kez daha gördüm gözlerindeki ışığı ve minneti. Kızlarına hep beni örnek diye göstermiş.
Ben çok mükemmel biri değilim, günahıyla sevabıyla sadece insanım. Vicdanım hâlâ körelmedi çok şükür. Olanı paylaşırım elimden geldiğince. Hiç zararlı çıkmadım derim. Haaa arada kendini bilmezler çıkmadı mı? İyi niyetimi kullanmak isteyen olmadı mı? Hepsi oldu. Hayat güllük gülistanlık değil çünkü. Her yerde iyi insan olduğu gibi kötü insan da çok.
Arkadaşlarımın gereksinimi var ama söylemeye çekiniyorlar diye benden destek isteyip, verilen desteği sadece kendisi için kullanan da oldu. O da onun ayıbı dedim. Yapacak bir şey yok çünkü. Herkes ederi kadar. Onun da ederi buymuş.
Zor günlerden geçiyoruz. Olanın olmayana borcu var. Kimse pamuklara sarılıp sarmalanmış yaşamıyor.
Ama bu yazıyı okuduktan sonra etrafınıza daha da dikkatli bakın. Hayatını güzelleştireceğiniz birileri mutlaka vardır.
Eğer birine bir iyilik yaptıysam “bugün de bir iyilik yaptım ” diyorum ve mutlu oluyorum.
Sevgiyle kalın, umutla kalın, iyilikle kalın...