Türkiye’nin yıllardır çözüme kavuşturamadığı işsizlik dünyayı etkisi altına alan koronavirüs ile birlikte giderek daha büyük boyutlara gelmeye başladı.
Virüs önlemleri kapsamında lokantaların, restoranların, bar ve eğlence yerlerinin, kahvehanelerin ve benzeri işletmelerin kapatılması kararından sonra işsizler ordusuna yüzlerce insan katılmış durumda. Yapılan araştırmalara göre korona virüsü salgını nedeniyle 144 bin işyeri 'geçici' olarak kapatılmış. Bu işyerlerinde geçici ya da kalıcı olarak yaklaşık 5 milyon 100 bin kişi işsiz kalmış. Vaka sayısının bu hızla artması halinde bu sayının daha da yükseleceği ön görülüyormuş.
Salgın öncesinde resmi verilere göre Türkiye’de 4 milyon 394 bin işsiz bulunuyordu. Bu verilere iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar ve mevsimlik işçiler de eklendiğinde geniş tabanlı işsizlik oranının yüzde 20,2’lere dek ulaştığı ve işsiz sayısının da 6 milyon 984 bine yükseldiği görülüyordu. Bugün salgın ile birlikte zamana bağlı eksik istihdam ve yetersiz istihdam verileri de eklendiğinde işsizlik oranının yüzde 23,6’lara yükseldiği yani 8 milyon 172 bin kişinin bugün için işsiz olduğu belirtiliyor.
Koronavirüs ve buna bağlı olarak alınan önlemlerden en fazla etkilenen kesimlere baktığımızda rakamlar şu şekilde karşımıza çıkıyor.
*Berber, kuaför ve güzellik salonunda istihdam edilirken şu an salgın nedeniyle çalışamayan kişi sayısı 504 bin kişi.
*Alışveriş merkezlerinde istihdam edilen ve şu an çalışamayan kişi sayısı 500 bin kişi.
*Kahvehanelerde işletmeci ve garson olarak istihdam edilirken, şu anda çalışmayan kişi sayısı 259 bin kişi.
*Salgında eğitime ara verilen okullar, üniversiteler ve yurtların kantinlerinde çalışan kişi sayısı yaklaşık 150 bin kişi.
*Okul servis araçlarındaki şoför ve görevlilerin sayısı yaklaşık 360 bin kişi.
*Faaliyetleri sınırlandırılan ya da kapatılan lokanta, restoran ve kafelerde çalışan kişi sayısı 1 milyon 900 bin kişi.
*Motorlu kurye çalışanlarının büyük bir kısmının da ticaretin azalması nedeniyle işsiz kaldığı belirtilirken, bu süreçte işsiz kalanların sayısı 500 bin kişi.
*Gündelik olarak evlerde çalışan yaklaşık 1 milyon kişi.
*Sokakların boşalması nedeniyle sokaklarda çeşitli gıda ve ürünleri satan sokak satıcılarının 1 milyonunun da işsiz kaldığı tahmin ediliyor.
SALGIN SONRASI NELER BEKLİYOR
Salgın sonrasında ülkeyi ve ülke insanını neler beklediği farklı senaryolar ile ifade ediliyor. Bu anlamda CHP’nin hazırladığı ve örgütlere gönderdiği rapora göre salgın sonrasında üç ayrı senaryo ele alınıyor.
OLASI SENARYO: Vaka sayısının 1000 ile 10 bin arasında olduğu olası senaryoya göre haziran ayı sonu itibarıyla dolar kurunun 8 TL’ye kadar çıkabileceği; tarım sektörünün 1 puan; sanayi sektörünün 5 puan; inşaat sektörünün 2.5 puan; hizmetler sektörünün 7 puan; genel olarak büyümenin 5 puan küçülebileceği belirtiliyor. Olası senaryoda; 1.5 milyon ya da 2.7 milyon kişinin işsiz kalabileceği; enflasyonun da 5 puan ya da 7 puan artabileceği tahmini yapıldı.
KÖTÜMSER SENARYO: Vaka sayısının 10 bin ile 100 bin arasında olduğu kötümser senaryoya göre Haziran ayı sonu itibarıyla dolar kuruyla ilgili sabit kur rejimine geçileceği tahmini yapılıyor. Kötümser senaryoda; tarım sektörünün 7 puan, sanayi sektörünün 15 puan, inşaat sektörünün 3,5 puan, hizmetler sektörünün 15 puan; genel olarak büyümenin ise 15 puan küçülebileceği belirtiliyor. Kötümser senaryoda 3,9 milyon ya da 6 milyon kişinin işsiz kalabileceği; enflasyonun da 20 ya da 30 puan artabileceği tahmininde bulunuluyor.
FELAKET SENARYOSU: Vaka sayısının 100 bin ile 1 milyon arasında olduğu felaket senaryosunda dolar kuruyla ilgili sıkı sermaye kontrollerinin yaşanabileceği belirtiliyor. Felaket senaryosunda tarım sektörü 10 puan, sanayi sektörü 40 puan, inşaat sektörü 25 puan, hizmet sektörü 30 puan, genel büyümenin ise 30 puan küçüleceği tahmin ediliyor. İşsiz sayısının 7 milyon ile 11 milyon arasında artabileceği; enflasyonun da 60 puan artacağı tahmini yer alıyor.
Bu veriler ışığında biz bireylerin ne yapabileceği konusu ise tamamen bize kalmış durumda. Kendi Ohalini uygulayan ülke insanının kendi kriz senaryolarını da oluşturması ve buna göre salgın sonrasını hazır evde otururken şimdiden planlamaya başlaması gelecek için olumlu bir adım olacaktır.
Dolar kurunun ön görülen rakamlara ulaşması demek hammaddesi dışa bağlı üretimin azalması, hatta durma noktasına geleceği ve bunun da olası işsizlikleri artıracağı varsayımında bulunduğumuzda bugünden yarın için borçlanmaktan, gereksiz harcamalar yapmaktan kaçınılmalı. Özellikle bankaların vadettiği krediler uzak durmakta fayda var.